OYUNCAK BEBEKLER
Benim oyuncak bebeklerim hiç olmadı. Belki de bu yüzdendir oyuncak bebekleri hiç sevemediğim.Çocukluğumda oyuncak bebeklere dokunma şansım bile olmadı. Yolun karşı tarafında subay lojmanları vardı. Subay çocukları oyuncakları ile oynarlardı. Ben; sutre gerisindeki asker gibi dikkatle onları seyrederdim. Halk deyimiyle; kedinin ciğere baktığı gibi bakardım. Ama bu kadar şansım vardı. Zaten her lojman kapısında bir asker nöbet tutardı.Dokunamazdım. Oynayamaz- dım. Olsun. Eminim ki bu şansı bulamayanlarda vardı.
Ama benim; canlı bebeklerim vardı. Üstelik ben de çocuktum. Beş tane bebeğim vardı. O zamanlar altı yaşımı yeni geçmiştim. Babam öldüğünde en küçük bebeğim sekiz aylıktı. Kıçının üstünde oturamıyordu.
Oyuncak bebeklerin büyüme dertleri yok. İhtiyaçları olmaz. Bıraktığı gibi bulabilir insan. Fakat benim bebeklerimin ihtiyaçları var. Büyümeleri; gelişmeleri her an gözle görülebiliyordu. Bırakıldığı gibi; bırakıldığı yerde bulabilmek mümkün değil.
Babam çiftçilik yapıyormuş. Duyduklarımla yaşadıklarım arasında bağlantı kurarak, babamı hatırlamaya çalışıyorum. Bazı hareketlerini hatırlıyor gibiyim. Yüzünü hatırladığımı söyleyemem. Zaten o zamanlar saygının verdiği korku dolayısıyla baba yüzüne bakmak mümkün değildi. Hoş babayı görmekte bile zorlanıyorduk. Sürekli tarlada; alışverişte olurdu. Maddi durumu pek iyi değilmiş. Fakir ama gururlu. Tipik bir anadolu insanı. İki eş, yedi çocuk. Bana oyuncak bebek nasıl alsın. Mümkün mü. Ama ben onun bana bıraktığı bebeklerimi çok sevdim.Korudum. Kolladım.Büyümelerine yardımcı oldum. Diyorum ya; belki de insanı sevmem bu yüzdendir.
Başta kendi bebeklerim olmak üzere herkesi ve hepsini, çok seviyorum…
16.07.2011www.raifaras.com
YARISI BENİM 1