…**DENEME 67…

EKİM ZELZELESİ

Üçüncü günüydü zelzelenin. Hala enkazlardan canlılar kurtarılıyordu. Yağmur yağıyordu bir yandan. Umut deyip gözyaşlarını mendiline topluyordu bir çokları. Yetişkinlerin çoğu biliyordu; tanımıştı bin dokuz yüz yetmiş aktı zelzelesini. Gençler daha çok korkmuştu. Paniklemişti. Kurtulanlar yaşadıklarına sevinemeden, kaybettiklerine üzülüyordu.

Geceleri odun ateşinin önünde; gündüzleri ölenlerin adlarını sormakla geçti üç gün. Hala ulaşılamayan yerler vardı. Ama umutlar azalıyordu.

Sanem annesinin omuzuna dayanmış ağlayanları izliyordu. Birden kendine geldi. Üç gün önce bahçe duvarının önünde uzun süre konuştuğu; uğurlarken arkasından baktığı sevgilisi geldi aklına. Hiç gelmemişti. Merak etmemişti diye önce üzülüp; gıyabında küstü. Düşündükçe aklına ölenler geldi. Kendi kendine “Ya öldüyse” diye düşündü. Sonra; “Hayır, hayır” diye kendisini teselli etti. Gözü yola kaydı. gelenlerin arasından çıkacağı ümidini hep diri tuttu.

Vakit ilerlemekte, sıkıntısı artmaktaydı. Arayacaktı. Düşünüyordu. Ama evleri “Çadırkent’e” uzaktı. Babasını bekleyecekti. Babası; kurtarma ekibinde ambulans sürücüsüydü. Ne zaman geleceği belli bile değildi. Sıkıntı vardı. Çaresizlik vardı. Bir de “Ya öldüyse” diye dürten düşünce vardı. Her geleni babası; her koşanı sevgilisi gibi görmeye başladı.

Bütün ümidini babasının gelişine bağlamıştı. Düşünürken birden babasının ambulanstan indiğini gördü. Hem sevindi hem tiksindi. “Sevgilimin cenazesi mi geldi” diye geçirdi içinden. Babası yanlarına gelince boynuna sarılıp ağlamaya başladı. Adamcağız neye uğradığını şaşırdı. Daha “ne oldu kızım” demeye fırsat kalmadan “baba rica etsem , beni eve götürür müsün? Çantamı ve telefonumu almak istiyorum.

Eve girmek için görevlilerden izin aldılar. Sanem korkarak ve koşarak yukarı çıktı. İkinci katın kapısı hala ilk günkü gibi açıktı. Kendi odasına yöneldi. telefonunu aradı çantasında. Telefon kapanmıştı. Batarya bitikti. Hemen aşağı indi. Çadır kente gelinceye kadar kalbi yerinden  çıkacak gibiydi. Çadır kentte cereyan  vardı. Bataryanın yeterli güce ulaşmasının ardından; telefonu açtı. Onlarca arama ve ileti vardı. Arayanlar arasında sevgilisi yoktu. Üzüntüsü biraz daha arttı. Aramamıştı. Sonra iletileri okumaya başladı. Bir çok iletiyi okumadan geçti. Bin umutla sevgilinden gelen iletiyi arıyordu. Bir an durdu. Nutku tutuldu. Yeni bir zelzele oldu körpe bedeninde. “GÜLÜM KAFEDEYİZ. KURTARILAYI BEKLİYORUZ. DUA ET…”

Ölmek istedi. Olmadı. Gizli sevdasını içine gömdü. Ölenle ölünmüyor…

www.raifaras.30.10.2002

YARISI BENİM1

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir