KALDIRIM TAŞI
Sevgi gönüller de yaşar; diye bir ses koptu içimden. Adım adım yürürken ölüme. Yazgının hesaplarını yapamadan içimde sensiz bir sevda yeşerdi. Gizli hasretimin mimarı; acılar, yaralanmalar; hüsranlar getirdin.
Gönül saksısına şiirler ektim. Başka bir sevdasın sen. Acaba sır; söylenmemiş sözcüklerin içinde midir. yoksa kaderinin gözlerinde siyah bir leke gibi mi duruyorum… Sevda ikliminde yalnızım; baharlar bitti.
Çok zaman sabahları zehirlemek istedim, sevgiden bahsetmenin zor olduğu günlerde. Sayende ne hallere geldim bilmiyorsun. Rüyalar beni alıp en yakınına getirir.
Ellerin ellerimin kalbine dokunsun. Sana selam var damla damla göz yaşlarımdan. Köprüleri atalım ve susmasın yürekler. Bedenin özgürlüğünü esir almasın gönül tutsaklığı. Yürekten dokunuşun izleri var her yerde; bende… İkimizi de severim. Korkuları bir kenara bırak; gerçekleşmeyi hak eden sevdaları düşün. Yaşanan hiç bir sevginin resmi yoktur. Benim için hep; gizemli gök yüzü gibisin.
Bütün sokak başlarını tuttun gönlünün. Sana doğru bir yolculuğa çıktım. Ama sen yine kaçıştasın dünkü gibi…
Ben sevdamı aradım bu şehirde. Aradığım; gülerken gözleri “Seni Seviyorum.” diyen bir kız. Bu şehre gömsünler beni. Bütün sevdiklerimle vedalaşamasam da.
Bir başka zamanda bir başka düşlere gidiyorum bir ara. Hasret ve kuşkunun çocuğu gibi yüreğim. İçimde korku; zehirli duman gibi. Karanlıkla boğuşurken göz göze geliyorum hayalinle. Gülüyorum… Bilirsin; bazı gülüşler aslında üzülmektir. Yıldızların altında yalnızlığıma kahrediyorum.
Anılar senden kalan yanlarıyla bakıyorlar bana. Hani bir söz dokunur yüreğe alır götürür ya… Hiç kimse farkına varmaz ya öyle… Ben anlarım o bakışları. Yüreğimin sesini duymadın. Sevginin yüceliğini okuyamadın gözlerimde. Ben seni kalbimde saklamıştım. Yüreğinin yeniden ısınmasında umudum. Sen hiç usanmadan ben de büyütüyorsun kendini. Aşk öyküleri, duyguları hep canlı tutar. Ben hala seninleyim. Tek bir nefes gibi yalın…
Yeni bir bahara gülümsemeden; kan kokusu solumaya gerek yok. Kaldırım taşlarına ağıt yakma. Biz gideriz bu kaldırım taşları ve sokaklar yine kalır. Geceler yeni bir dünya doğurur ertesi sabah. Kan kırmızıdır; gece bile olsa parlar.
Hayat; hatırlanması gereken bir rüya olmalı. Biliyorum düşler yapayalnızdır ve herkes kendi ağrısını yaşıyor.
Hayattan bıkmışım ama hayata tutunmaktan başka çarem yok. Kendimi sürgün hissettiğim yüreğinedir yolculuğum. Yetmiyor “seviyor” tesellisi. Ayrılıkların umutları öldürmediği, öldüremediği hayatlara yürüyelim. Sevgiliye; zindan hayatlar olmaz ömrün sahilinde gezerken. Sımsıkı bir yalanın elini tutma. Bir bakarsın başkaları yaşar aramızda.
Gece tünelinin ucuna geldiğimde dururum. Bir türlü kurtulamadığım acılarımın elinden; gidip mezarlıkları ziyaret ederim. Biliyorsun; yalnızın arkadaşı vesvesedir.
Kaçmaların çare değil. Sonunda ölüm durağında buluşacağız. Belki bir kaldırım taşı mesafe olacak ikimiz arasında. O zaman aşk olmayacak benden söylemesi.
Rüzgarı tutuşturacak ahlarım; acılarım.
www.raifaras.com 30.12. 2006
YARISI BENİM 1