…**DENEME 84…

SESSİZLİĞİM

İsyanları hiç sevmem. Neyse halim diye razı gelirim. İçimde fitillenmeye hazır onlarca acı var. Herşeyi  zamana bırakmayı seviyorum. Biliyorum ki; yakarsam gecelerde yanık türkülerimi, hızlanır birden milyonlarca yürek ve sevgiden önce yaralanır ölümcül…

Ölümü beklediğim bu yaşanılası dünya da; unutulmuşum bir yürekte. Orada geceleri bilirim; sevdalandıkça üşürler benim gibi.

Sessizliğimi gecenin koynunda büyütme. Sakinliğini koruyan gecenin ardından; güneşle yollayacaktım özlem dolu öpücükleri. Bir sigara içimi zamanı değil ki aşk; dumanınca tükensin. Eşkıya yüreğimde, susmak kadar çığlıklar var. Esmer kokulu mahmurluklar vurunca; Zamanın kulak kesildiği gelişleri(ni) seviyorum.

Elimde birlikteliğimizin sıcaklığı varken; kurşunlayıp kana buladın. Mermi gibi bir irini izledi gözümdeki damlalar…

Bin bir sızı ile açılırken yüreğimin kapısı, bakışlarında bütün gölgeler anlamlı; kucağında bir gelecek olsan alın yazımın. Dostluğunu kulağıma fısıldasa da karanlık, ben çiçeklerin beraberliğini seviyorum.

Ormanların kıyılarında gölge; sürmeli göz düşüncesi gibi dalgınım. Yıldızlar alkış tutmuyor dostluğumuza. Asırlar önceden başlayan çocukluğum; tertemiz gülücükler bırakacak baş taşına. Ellerine bulaşınca anıların küfü, göremeyeceksin çırılçıplak güneşi. Tekrar yapıştıracağım yırttıklarımı ve giydireceğim attıklarıma…

Gerilerde mi kaldı o deli yürekler, sevda için kavga edilen duvar dipleri ve ürkek bakışların arasındaki tebessümlerimiz. Birini tanımadan, bir diğerini kaybettiğimiz günlere acıyorum. Oysa hayatın en sade güzelliği, doğum geceleri ve bir de sevmeye başladığımız günlerdir.

Gecenin avuçlarında nasırlaşmasın ağıtlar; aç, susuz, çıplak. Kan kusan silahlara inat; yaşamalı çoğul hayat… Bir yürüyüş başlamalı umut göz yaşlarıyla; fırtınalar eşliğinde. Her acıyı bir durakta çarmıha gere gere yürürken birbirini korusun gözden düşen damlalar. Bulutlar göçüyorken korkudan.

İçimde öfke bulutları yer değiştirip duruyor. Umutlar bir rüzgarın peşinde gibi. Göçük altında kalmış dünüm; bir pankart misali. Matem geçidinde yürüyorum ağır ağır. Bir yayın iki ucu kadar yakınlığımız, yine de esrikleşti güzellikler. Seni bedenen gömmek bir şey değil; bende yaşarken. Böyle vakitsiz her acıdan sevgi tutuşur. Dumanlanır göklerin maviliği…

Çocukça bakmak istiyorum anılarıma ve dünlerime. Dönüp ay ışıklarında bıraktığım gecelere anılarımızı anlatmak ister misiniz diye rica ediyorum. Hiç bir yerde tutuklu kalmama adına.

Gökyüzünün bulanıklığı yırtılırken, telaşının bana geç kalmışlığa olmasını istemiştim.

İlk sessizliğimi bir kahkaha çiğniyor…

 

www.raifaras.com 11.10. 2007

YARISI BENİM 1

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir