29 TEMMUZ 2014/SALI
ADINI KOYMAK
Sevmenin adını koymak; her şeyin halli ya da kabulü anlamına gelir. Ya acıları alıp gider veya herkesin aldığı herkeste kalsın demeye bağlıdır.
Karşısındaki üzülmesin diye gözlerini kaçırmakla sevdiğini anlatmak alakasız. Doğrudan doğruya gözünün içine bakmak ve ne demek istediğini anlatmak gerek.
Eğer duyguları saklamak, zoraki tebessümlerle olup bitenleri görmezden gelmek; kadere kaşlarını çatmak, umut bağlayanların yüreğine su serpmez. Aksine ateş düşürür. Acabalarla başlayan iç yangını büyüyüp gider. Soğuk davranışlar; “Aldıkların sende kalsın” manasında gıyabi kararlara vardırır.
Duygusal davranışları anlamlı kılan en güzel şey açık olmaktır. Karşımdaki sıkılıp üzülmesin diye saklı gizli davranmak; olanları kabullenmek yanlıştır. İkinci bir yanlış da gidip gidip gelmelerdir…
Gidip gidip gelmeler yaralayıcı bir davranıştır. Gidişi dönüşü belli sebeplere dayandıramamak, acılardan zevk almak anlamına gelir. Acılardan zevk almak; karşısındakini incitmektir. İncinen bir gönül asla sevdanın adını koymaya yanaşmaz. Gittiği yere kadar
30 TEMMUZ 2014/ÇARŞAMBA
gitsin diyerek ilişkiyi devam ettirir. İlişkiler yüzeysel ve günü birliktelik olarak görür. Anlaşıldığı ya da anlatıldığı andan itibaren her iki taraf için de her şey tükenmiş sayılır.
Yürek ezikliği sabretmeye diş sıkmakla başlar. Bunun adı “Seviyorumdur” demek ne kadar anlamlı olabilir ki. Sabretmenin karşılığı yürek ezikliği olabilir mi? Tabi ki hayır. Hoş tutmak gibi bir davranış varken gönül defterinde… Ya da duygusal bir bağ kurulamıyorsa, açık açık söylenmeli… Bir yandan bir köşesinden yakmamalı mektubu.
Sevmenin adını koymak, geleceğe bakış açısını kişisel yaklaşımını yakından ilgilendirir. Aksi halde ukdeler oluşur. Ukde; fiziksel mahkûmiyetin ruhsal halidir. Üstelik müebbet bir haldir. Anlatım ve paylaşımlarda yanlış anlaşılma ve suçlanmalara da sebep olabilir. Tüm bu korku ve boşluklar sabra lades gerektirir. Bu sabra lades, yürek ezikliği ile adlandırılır. Sürekli olarak bir köşeden birilerinin izlediği duygusunu verir.
Sevgiyi öldüren en büyük hata inat etmektir. İnat; neresinden bakılırsa bakılsın zarardır. Üstelik bu inadın yanına sık sık küsmeyi ve geri dönmeyi koyduğumuzda zorlama başlamış demektir. Karşımızdaki bizi; acılardan zevk alıyor potasına koyar.
31 TEMMUZ 2014/PERŞEMBE
Kadere küsmeler, hayata bakış açısı sevgiye karşı davranışları değiştirir. Toplumda kaybolmasına küsmesine sebep olur.
Sevdiği insan üzülmesin diye lades yok. Bu yanlış davranışın bedelini hiçbir yürek ödeyemez. Bakışlarını kaçırıyorsa karşımızdaki, bunu hemen anlamalı ve yorumlamalı. Yarına ertelenenler ağırlaştıkça altından kalkılamaz olur. Bu da bir bitişin adıdır. Bitişler beraberinde enkaz bırakır. Enkazlar birçok zaman sakladıklarını vermez. Araştıranın ya gönlünü hoş eder ya da kalan üstüne çöker. Bu sebeple enkazla uğraşmak herkesin işine gelmez.
Kişi kendisini enkaza dönüştürerek hiçbir insan veya olaya fırsat vermemeli. Çünkü verilen her fırsatın karşılığında kendisine ait değerlerin kaybı vardır. “Aldıkların sende kalsın. İstediğin buysa razıyım. Al git” demek yok; olmamalı. Olduğunda da akıbetin enkaz olacağını görmeli. Ben acılarımı alır giderim demek yanlış. Sonuçta bir birliktelik ve paylaşımdan doğan ne varsa ortaktır. Bu ilişkide, sevdanın adı konacaksa her iki taraf içinde aynı/eşit olmalı. Ya bu yola baş koymalı veya anlaşma sağlanmalı. Ben ikimizin yerine ağlarım klasiği güncelliğini çoktan kaybetti. Etmeli yani. Eğlenilecek ya da evlenilecek arkadaş ayırımı yapmayan veya
01 AĞUSTOS 2014/CUMA
kafasına sıkmayı marifet sayan tipler olmamalı.
Sosyal hayatın gereği olarak sevmenin adı koyulacaksa; unutulmamalıdır kibir bedeli mutlaka vardır. Bu bedel bir enkaz doğurmamalı, aksine aklın yolu birdir fikriyatına uygun olmalıdır. Ölmelere ve öldürmelere fırsat vermemeli hiç kimse…
Ben; odaklı hiçbir ilişki başarılı olmamıştır. En güzel olanı, karşıdakini de kaale almaktır. Unutulmamalıdır ki hiç kimse yalnız değildir. Eğer birliktelik düşünülüyorsa; iki beden bir yol gibi akıl mihengine vurularak başlanmalı ilişki. Bu sebeple kiminle ağlayıp kiminle gülündüğüne iyi bakılmalı ve bu pencereden görünüşün çok önemli olduğunu unutmamalıdır. Çünkü sevmenin adını koymalı artık…
G. DÜŞENLER