***ÇOCUKLUK BAHANESİ

ÇOCUKLUK BAHANESİ

Elmalar çaldığımız bahçelerin içinde,
Çocukluk günlerimin bahanesi hazırdı.
Hazırlıklı giderdik yakalanma suçunda,
Çocukluk günlerimin bahanesi hazırdı.

Kapılar kilitsizdi girmezdik oralardan,
Çoğumuz atlıyorduk yüksekçe duvarlardan,
Silerdik elimizle kanları yaralardan,
Çocukluk günlerimin bahanesi hazırdı.

Kurutulmuş meyveler saklanırdı evlerde,
Çedeneyle buğdaylar kavrulurdu küplerde,
Çalınan yumurtalar kılırdı ceplerde,
Çocukluk günlerimin bahanesi hazırdı.

İçeriye almadan sayardık koyunları,
Uzaktan seyrederdik halayı düğünleri,
Akşamları toplanıp oynardık oyunları,
Çocukluk günlerimin bahanesi hazırdı.

Şimdilerde kimseler sözlere inanmıyor,
Kollayıp büyüttüğü yavruya güvenmiyor,
Yaşanılan hayatlar geçmişe benzemiyor,
Çocukluk günlerimin bahanesi hazırdı.
02.11.1998
E. KALDIM

***UNUTMUŞSUN BELKİ

UNUTMUŞSUN BELKİ DE

Unutmuşsun belki de benimle geçmişini,
Sensizken zehir olan günümden bi habersin.
Umudumla büyüttüm bakıpta gülüşünü,
Sensizken zehir olan günümden bi habersin.

Mesafeler büyürken hasretin demleniyor,
Yaşadığım hayata kimseler imrenmiyor,
Özlemişim dedikçe gözlerim nemleniyor,
Sensizken zehir olan günümden bi habersin.

Kırılmışlık izleri; yutmasın sevgimizi,
Sevgimizin içine gömelim kendimizi,
Bulamayız belki de dünyada dengimizi,
Sensizken zehir olan günümden bi habersin.
01.11.1998

E. KALDIM

…**DENEME…65

ÖYLE DÜŞÜNMEK

Hüzün gördüm yüzünde.

Tavırların isyankar, ruhunda teslimiyetçilik. Yüzünde hüzün… Bunu görmek; yüzünde hüzün görmek, ruhu firara vermek ve sevgiyi “bir başkası” gibi yürekte tutmak ya da “ayaklara sermek” gibi bir şey.

Duygusallık değil benimkisi. Bir şeyler yakalamak. Bilirim, insanların iki dudakları arasında iki dünya saklıdır. Ya birlikte yaşamaktan yana cümle sunarlar ya da hayatı karşısındakine zindan edecek bir kelime lütfederler. Ne acıdır ki kaprislere yenilmenin bedeli ağırdır.

Hayata yanlış yerden, yanlış zamanda bakmışım. Belki de herkeste gördüğüm veya her hangi bir harekette aradığım budur. Hareketlerle anlatmaya gerek yoktur. Bana söylenen her şeyi anlayabilirim…

Dünü bir yerde bırakıp bu günü yaşamak. Bir şeylerin tadına varmak. Bunlar için bir şeyler vermek. Bir şeyler ödemek lazım. Aksine bedelsiz değersizdir.

Böyle düşünüyorum.

www.raifaras.10.05.1998

YARISI BENİM1

…**DENEME…9

DÖNÜM NOKTASI

Doğum ve ölüm; insan hayatının iki önemli dönüm noktaları.
Bunlardan edinilen mutluluk ve mutsuzluk eşittir.
Dünyaya gözlerini açan; er geç kapatarak terkedecektir. Bu kaçınılmaz bir gerçektir.
Tabiki; insan hayatında gerçek olan başka şeyler de vardır. Bunlar; “Dönüm Noktası” sayılacak önemli olaylardır.
İşte sen!.. Bu dönüm noktalarından birisin. Hayatımın akışını değiştiren bir nokta. Geleceğime yön veren bir nokta… Velhasıl; yaşantımı değiştiren bir dönüm noktası. Kalan ömrüme bir anlam katan dönüm noktası…
Geçmiş yılların yanlışlarının; hatalarının bedelini ödüyorum. Evet bedel ödüyorum…  Kime ne kadar?  N e zamana kadar? Bilmiyorum… Zaman mı kalleş çıktı? Kaderin ihaneti mi?..
Can Belam; ben mutsuzluğu kana kana içmişim. Her küçük olumsuzluk beni çok büyük mutsuzluğa götürüyor. Yıllarca en ufak detaylarda mutlu olmaya çalıştım…
Sonra; bir gün sen geldin dünyama. Damla damla düştün gönlüme. Yudum yudum içirdin kendini. Gün gün sevdirdin. Duygularım mantığıma hükmetti…
Seviyorum!.. Bunu anlamak ne kadar zorsa; anlatmakta o kadar zordur. Artık bunları aştık.. Aşmasına aştık lakin; duygularımızın doruğunda bi yer bulmalıyız… Bu farkı kaldırmalıyız diyorum.
Geçmişi bir hata!.. Şimdiyi bir suç!.. Yarını bir kabus olarak görmek istemiyorum.
Zaman en iyi ilaç, sevgi en büyük destektir…
Bir bedel ödüyorsam geçmiş yıllara inat. Razıyım…

wwwraifaras.com 20.02.1998

YARISI BENİM 1

…**DENEME…8

G Ö R Ü Ş Ü R Ü Z

Merhaba Gülüm;
“Merhaba “ve “Hoşçakal” ya da “Görüşürüz”. İşte bir üçgen gülüm.
Biz; bu üçgenin bir köşesinde buluşmak, konuşmak için çok uzun zaman harcadık. Bazan kahrettik zamana; bazan iple çektik zamanı Gülüm…
Aslında biz; bu üçgenin iki kenarını kullandık seninle. Öteki kenara hiç gitmedik. Bir merhabalaştık. Bir “görüşürüz”, dedik ayrıldık…
Anlıyorsun umarım Gülüm…
Gözler bizi çok iyi anlaştırdı; sözlere fırsat vermeden.
Herşey dünde kaldı. Şimdi daha yakınız; elele, gönül gönüle. Yine sözlere fırsat vermiyoruz…
Hani ne demiştin? “Çok cesaretin var.” “Sen delisin.” Bu iki sözün bende anlamın aynı…
Biliyorsun; deliler cesur olur. Cesur olanlar da delice hareket ederler Gülüm. Zaten hayatı böyle yaşamazsan anlamı da olmaz.
Hem nasıl cesur omayayım; Gülüm.
Birincisi seviyorum ve seviliyorum…
İkincisi; ellerin ellerimde, başını omuzuma yaslıyorsun. “Canım”; ” Hocam” diyorsun. Söyler misin; ben ne yapayım? delice yaşamamam için hangi sebebin arkasına saklanabilirim Gülüm.
Yazdığım şiirin her satırında kendini buluyorsun. Söylediğim her kelimenin içinde sır gibisin.
Gözlerine bakarken gönlüme; gülerken kanıma giriyorsun. Bendeki cesaret olmasa; sendeki gizli kalmış güzellikleri nasıl ortaya çıkarabirim. Zaman en iyi ilaç; sevgin en güzel yaradır; Gülüm.
Zaman içinde yaram iyileşecek. Ve biz üçgenleri; çizgileri bırakıp bir noktada buluşacağız…
Görüşürüz Gülüm…

wwwraifaras.com15.01.1998

YARISI BENİM1

…**DENEME…35

…T U T U L U R K E N…

“Sana tutulurken”
Bu cümleyi benden hiç duymadın; biliyorum. Doğrusu ben de sana hiç söylemedim. Sana tutulurken, seni sevmeleri; sana olan sevgiyi kıskandım.
Çok şey dedim. Çok şey duydum. Paylaştığımız onca zamanlara rağmen…
İçimde o kadar ukte vardı ki; herşeylerden korkar sakınır bir hayatı seçtim. Paylaştıklarımı kaybederim korkusu hep benimle ikiz yaşadı.
O yaşayamadığım sevgiyi kıskanırken orada sana tutuldum…

wwwraifaras.com28.10.1998

YARISI BENİM 1

…**DENEME…34

…M U T L U L U Ğ U M…

Şöyle bir yan bakış, ya da tatlı bir tebessüm.
Geçmişin acılarını bir solukta silip atmaya yetiyor.
Ben böyle bir ruh haline sahibim. Herkeslerce küçük sayılan şeylerden haz alır; mutlu olurum.
Damarlarımdaki kanımı beynime pompalar.. Yüzüm al al olur. Ardından soğuk terler basar, bir an titrerim… Dilim dolanır konuşamam.
Beni tanıyanlar çok iyi bilir. Sen de bilirsin ya. Ben kinci değilim. Kin tutmam. Hoş görürüm. Kabullenemediğim yokluğundur.
Ayaz gecelerde çelik kabzalı bir hançer gibi duruyor gidişin yüreğimde.
Yokluğunda çok aradım. Bakışını; gülüşünü, dahası seni çok aradım…
Herşeyinle çok mutlu ediyorsun. Ama varlığın daha çok mutlu ediyor.
Biliyor musun?..

wwwraifaras.com23.09.1998

YARISI BENİM 1

…**DENEME…33

…Y E T M İ Y O R…

Olumsuzlukları hiç düşünmek istemem. Yanlış yapmak istemediğim gibi… Özür dilemek her zaman bana zor gelir.
Doğru düşünme; doğru karar. Olabilecekleri kestirebilme yeteneğine, yoruma, tecrübeye bağlı. Bunları da ben, herkes gibi çok yaşadım. Buna; halk dilinde ” önünü görebilme ” deniyor. Önemli bir kavram. Çünkü; hayatın devamı için tecrübelerden yararlanmak şart. Toplum kuralları insanın tecrübesi ile birleşince, hayatın hiç bir kademesinde olumsuzluklarla karşılaşılmaz. Tıpkı benimle olmaktan huzursuz olmamak gibi…
” Ölseydin bu kadar üzülmezdim belki. Yaşarken sensiz olmak daha beter ” derler ya; işte şimdi öyleyim.
İliklerime kadar sensizliği hissediyorum…

wwwraifaras.com19.09.1998

YARISI BENİM 1

…**DENEME…32

…D Ö N Ü Ş Ü N…

Her zaman söylerim.
İnsanların hayatlarında ufakta olsa dönüm noktası sayılan önemli anlar vardır…
Bu önemli noktalar küçük ya da çok büyük olabilir.
Bu; kişinin etkilenişi ve kendine pay çıkarmasına bağlıdır.

O anı önemli kılan olayın; hareketin mahiyetidir.
Dediğim gibi herkesin etkilendiği bir olaydan, bir kişi daha fazla etkilenir. Bu; kişinin özelini ilgilendirdiğindendir.
Paylaşmlardan kaçınılması haktır.

İşte şimdi bu dönüm noktaların birini yaşıyorum.
Allahıma şükürler olsun. Dualarımı kabul etti…
Birliktelikler, dostluklar; arkadaşlıklar.

wwwraifaras.com16.09.1998

YARISI BENİM 1

…**DENEME…31

…AĞLAMIYORUM…

Gün bitmiyor…
Saniyem azap; dakikası eziyet. Saatlerin her biri bir yıl gibi…
Zamana hakaret etmek istemiyorum aslında. Beni anlamadığını düşünüyorum kavramların…
Biliyorum; uzun zaman değil. Henüz yirmidört saati bile dolmadı ayrılışımızın.
Ama ne yapayım!.. Elimde değil.
Tahammül sınırlarımı zorluyor sensizlik.
Ardından göz yaşı dökmeyeceğimi demiştim. Biliyorum ve inanıyorum. Ağlamak; ölenler içindir.
Sensizliğim her halimden belli.
Ağlamıyorum!
Ama yüzüm hep dökük…

wwwraifaras.com14.09.1998

YARISI BENİM 1