MUTSUZLUK UMUTSUZLUK
Birbiriyle bağlantılı ama çok uzak anlamlarda iki kelime.
Mutluluk; her zaman bulunabilecek, kaybedildiğinde tesellisi olan bir kavram. Ya umutsuzluk!.. Aman Allah’ım. Düşüncesi bile beni çıldırtıyor. Beynimi kemiriyor; kalbimi zorluyor.
Düşünüyorum da; geçmişe özlem bile olsa, çocukluk yıllarım baskın duruyor yüreğimde. Çocukluk bu. Çok küçük şeylerle de mutlu olunuyordu işte… Bazan; babasının tarla kenarına bıraktığı karpuz kabuklarından kağnı yapan çocuklukları düşünürüm. Bazan; dibek taşından oyuncak bebek yapıp oynayan kız çocukları gözümün önünden geçer. Ya da koca koca yamalı fistanlarıyla çeşme başında birbirlerine avuç avuç su serperken kahkahalara boğulan köy kızlarının mutlulukları tablo gibi yerleşirken tabiatın bağrına; nasıl kaçılır!.. Hele sofrada kaşık kaşık kardeşlerinin yemeğini aşıran kardeşlerin mutlulukları bir başka, görülmeye değer…İşte bunları düşünürüm. Geçmişin kalıntılarını düşünürüm. Mutlu olurum. Düşünüyorum da; umutsuzluğum olmamış hiç. Hani halk arasında,”bardağın dolu tarafını gör” diye bir darbı mesel vardır ya. Öyle yaşamışım. Zamanı iyi değerlendirmek, doğru kullanmak lazım. Yarının; ne getireceğini bilemeyeceğimizden, elimizdekileri iyi korumalı ve kaybetmemeliyiz.Bu bize yeter.
Umutsuzluk bana göre değil. Umudumu yitirirsem yaşayamam çünkü.Oysa ben; yaşamak istiyorum. Allahın bana verdikleri zaten; mutlu olmama yeter. Bunu her zaman ve her ortamda dile getirmekten kaçınmam. Yedi yaşında öksüz kalmama rağmen; mutluluğun paylaşımlarda olduğunu öğretti annem. Mutluluğun bir gün mutlaka beni bulacağına inanıyorum.
Mutsuzluk, bir gün yenilgiye uğrar. Fakat umutsuzluk; yenilgidir. Umutsuzluk ölümdür…
wwwraifaras.com15.08.1998
YARISI BENİM 1