…**DENEME…66

HASRETİN KIZI

Yer yüzünde insanlar kendi aralarında muhakkak ki eşit değildirler. Uzuna karşı kısa; beyaza beyaz tenliye karşı esmer tenli; dişiye karşı erkek; yaramaza karşı uysal, çalışkana karşı tembel; zengine karşı fakir birileri mutlaka vardır.

Bir insan diğer bir insanın eksiğini vererek ya da fazlasını alarak hayatın devam etmesine vesile olur. Yalnız yaşayıp kendine yetmek diye bir varsayım vardır. Kendine yetebilir. Fakat sosyal hayatın gereği, yanında birilerini ister.

İhtiyaç duyulan hizmetler; bazen bireysel bazen de ailece verilir. bu hizmetler genelde ihtiyacı olan ailelerin, muhtaç olan ailelerden yararlanması gibi görülür. Burada bir nüans vardır oda; bu ailelerin haklarına razı olmalarıdır.

Böyle toplu hizmet sunumları ya yerleşim yerlerinde, ekonomik yönden güçlü olan ailelerin yanında çalışmakla; ya da mevsimlik işçi tabir edilen ailelerin verdiği hizmettir. Yurdun her tarafında bu tür aile ilişkileri vardır.

Gaziantep yöresinde, fakir (hizmet sunan) ailelerin kadınlarına muhtaçlıklarını ifade eden “Hasret” yakıştırması yapılır. Genelde de “Bizim Hasret” diye cümleler kullanılarak sahiplenme ifadesi kullanılır.

İnsana en büyük sürprizi zaman yapar. Bu kaçınılmazdır. İstendiğinde olmayan ama istenmediğinde meydana gelen bir sürü olay vardır. Bunun önünde durmaya hiç bir canlının gücü yetmez. Bunlara tesadüf deyip kabullenilir. Bu tesadüflerden biri de “Hasret”lerden birinin gelmiş.

Yörenin zenginlerinden birinin hanımı ile  başka bir evin “Hasret”i birlikte doğum için hastaneye kaldırılmış. Fakat zengin kadının kızları varmış. Oğlu olmadığı için kocası yeniden evlenmeyi düşünüyormuş. Zengin kadın parayla bir hemşireyi kandırarak; doğacak çocuğunun kız olması halinde, başka bir erkek çocukla değiştirilmesini garanti altına alarak doğum odasına gitmiş. Bu korktuğu da başına gelmiş. Yine kız çocuğu doğurunca ebe hanım hemen görevini yerine getirmek isteyince de “Hasret”in oğluna denk gelmiş. “Hasret”e de kızı olduğunu söylemişler.

Her şeyden habersiz zaman geçtikçe çocuklar büyümüşler. Zenginin oğlu kendi öz babasının “gündelikçi ruhunu”, “Hasret”in kızı da öz annesinin maharetliliğini sergilemeye başlamışlar. Bu farklılıklar aile fertleri ve aileyi tanıyanlarında dikkatlerini çekmiş. Oğlan tam bir gündelikçi amele tipi, kız ise tam bir saray hanımefendisi havasında. Bu kız zengin kadının dikkatini çekmiş ve kızı çok beğendiği için oğluna istemeye karar vermiş. Aileler arasındaki uçurumu bile bile lades demiş. Çünkü bu kızın; tembel oğlunu kontrol edebileceğine inanıyormuş. Kız annesine haber göndermiş. Fakat işin garip olan tarafı; kız annesi zengin kadına geri haber göndererek “kızını onun tembel oğluna” vermeyeceğini bildirmiş. Gerçekte kızın öz annesi olmadığını ve oğlanında kendi oğlu olduğunu bilse durum değişir miydi acaba.

Değiştirme olayından haberi yoktu “Hasret”in. Böyle becerikli bir kızın; zengin olmasına rağmen tembel ve uyuşuk birine verilemeyeceğini bütün kız annelerine anlatmaya çalışmış.

İnsanların konumları ne olursa olsun, “Hasret” gibi yürekli, doğru ve geleceği gören bir gönül gözünün olması lazım. İş, her zaman hak edene verilmeli. Kutluyorum Hasret.

www.raifaras.10.09.2000

YARISI BENİM1

 

 

…**SÖZLER 37…

…Ö Z E T…

Bugün seni yeniden sevmeyi denedim. Sonra farkettim ki; bazı şeylerin tekrarı yok… Özetler sevmeme yetmedi.

wwwraifaras.com 22.02.2000

…**S Ö Z L E R 32…

*Eskicinin elinde; devire çevire baktığı elbise, yeni terkedilmiş gibi. Naftalin kokusu, küf kokusu yok… Henüz etrafında dolaşanlara benziyor kokusu. Bel ki de sahibi yakınlardadır. Üryanlığını gizleyen bir parçadan ayrılmak zor olsa gerek… Öyle ya. Ben de ayrılamıyorum. Sende kalan yüreğim gibi…

wwwraifaras.com 01.01.2000

…**T E K E R R Ü R..

TEKERRÜR

Asla geri dönmem dünkü halime,
En eski en yeni; aynı olaylar.
Keşkeyi hiç sevmem almam dilime,
En eski en yeni; aynı olaylar.

Yarına yollanan herşeyler dünün,
Taptaze acılar; onlar bu günün,
Ucunda bekleyip durur süngünün,
En eski en yeni; aynı olaylar.

Bu günüm dünümün bana mirası,
Belki de ömrümün; tek hatırası,
Değişir mi bilmem bundan sonrası,
En eski en yeni; aynı olaylar.

Yarına adanmış varlığım tümden,
Asla utanmadım,yaşanan dünden,
Bu günden başlayıp doğduğum günden,
En eski en yeni; aynı olaylar.

wwwraifaras.com 02.10.2000

c)Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin
kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

GS.1

…**İ H A N E T…

İHANET

Koşturdum ardından boşa yoruldum,
Benim ah-u zarım sana kalmasın.
Yükseklerde uçtun; engin duruldun,
Benim ah-u zarım sana kalmasın.

Madem gidecektin deseydin başta,
Umudumu yıktın gittin bu yaşta,
Üşüyor yüreğim sol yanım boşta,
Benim ah-u zarım sana kalmasın.

Koştumda ardından vermedim mola,
Düşürdün sen beni gör halden hale,
Değiştin dünyalık beş parça mala,
Benim ah-u zarım sana kalmasın.

Beddua ederim; yaşım akanda,
Gece kabusunum elim yakanda,
Bir dünyayı yıktın koydun ardında,
Benim ah-u zarım sana kalmasın.

Koşarken saymadım zoru zahmeti,
Göz yaşının sende yokmuş kıymeti
Hiç kabul edemem; bu ihaneti,
Benim ah-u zarım sana kalmasın.

20.06.2000raifaras
(Bestekar Kadir PAPAĞAN’ a gönderildi. 19.01.2014)

10 ŞİİR ANTOLOJİSİNE GÖNDERİLDİ

c)Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin
kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

GS.1

…**İHANET…(YAZI)

İHANET

Belki dün. Belki bugün. Belki de yarın duymuş ya da duyacağımız en ağır, acı ve hüzün veren kelimedir ihanet…

Yaşanılan toplum, içerisinde her şey insanoğlunun emrinde; ona faydalı bir mekanizmayla yaratılmıştır. Gözler; dünyaya açılan iki penceredir. İyiyi görmek istersek; iyiyi, kötüyü görmek istersek kötüyü görürüz… Bu bakışlar bizim ruh halimizi en iyi şekilde açıklayan şahitlerimizdir. Yüzümüze bakıldığımda; düşüncelerimizi bakışlarımızda yansıtırız. Karşımızdaki; yetişkinse bunu anlar ve susar. Tabi ki çocuklarda…

İnsanların birbirlerine güvendikleri,toz kondurmadıkları, dahası; yakıştıramayıp; ummadıkları hareketler de vardır. Ama; bu hareketi görmemek için kişi kendini kandırır; görmezden gelir.Bu; karşılık beklediği bir duygunun sonucudur. Aksini düşünmek bile istemez.

Bireyler sosyal çevre,siyasal ortam ya da duygusal bir yaklaşım içinde olabilirler. Sosyal çevre; siyasal ortam değişebilir. Lakin; duygusal yaklaşımların akibeti çok önemlidir. Ümitlendirme dediğimiz halin sonrasında üçüncü birinin varlığı öldürücü bir altın vuruş olabilir. Arada fazlaca bir bağlanma olmamışsa bile; ümitlenmenin sonucunda görülen manzara; akla hemen ihaneti getirir. Bedenen birinde; ruhen bir başkasında olmak; çokta kabul edilir bir olay değildir. Toplumumuzda yok mu? Var.Hem de alası var.

İhanet; doyumsuzluğun, yani inanç zayıflığının bir  göstergesidir. İnanan bir insan; inanç değerlerinin dışına çıkmaz. Ölene kadar, hastalıkta ve sağlıkta beraberiz dedikten sonra geri dönüşü asla düşünmemeli. Toplumsal ve bireysel yasaklarımız vardır. Bu çerçeve keyfi konmamıştır. Söylenen her söz, yazılan her yazı bir tecrübenin sonucudur. Bende olunca “şaka” , başkasında olunca “kaka” diye bir kural yoktur. Bakınız; yeni öğretmen olduğum yıllarda yaşadığım bir olayı anlatayım. Örnek babında. “İlçemizde panayır kurulmuştu. İçinde bir de sihirbaz /falcı çadırı vardı. Birgün öğlen sonrası oralardaydım, üç kız arkadaş, hatta ikisi kardeş olan üç kız geldiler. Fal baktıracaklarmış. Dileklerini kağıda yazıp, dilek kutusuna attıktan sonra geçip oturdular. Kişilerin niyetlerini yazdıkları kağıtlar sırkaf denilen bir düzenek içinde; kişinin haberi olmadan  başkası tarafından okunup falcıya iletilirdi. Falcı da ona göre yorum yapardı. Bende çadıra girmiştim. Kızın; yazdığı yazıyı kuliste okudum. Aynen şöyle; – ( İsimler hayalidir) Toprak; duygularında samimi mi? Kaya beni seviyor mu? Bora bana evlenme teklif edecek mi? – diye yazıyordu dilek kağıdında. Tabi ki falcı bunları sırkaftan duyduktan sonra kıza bakarak: -Üçünü de unut. Onlardan sana fayda yok. dedi. “

Kısaca anlattığım bu olayı birebir canlı olarak yaşadım. Böyle; ayran gönüllü birinin ihanet etmemesi gibi garantisini kabul etmek saflıktır.

Toplumların  yaralanmasının nedeni budur!.. Çürümüşlük, kokuşma buradan başlar. Temenni ve dileğim; hiçbir insanın böyle olayı bırakalım da ; ihanet kelimesiyle karşılaşmaz. Akibetini düşünmek bile istemiyorum.

www.raifaras.com 20.06.2000

İPOTEKLİ BEDENLER

…**ANLAMIYORUM…

ANLAMIYORUM

Gözümden hayalin gitmiyor işte,
Seni ben çok sevdim o ilk görüşte,
Yaprak gonca olup gül oluyorum,
Gönlümü ben sana adarken düşte.

Bekledim gelmedin gönül sırdaşım,
Olmadın bir gece yol arkadaşım,
Damla nehir olup göl oluyorum,
Ağlarken içime akar göz yaşım.

Sanardım bedenim çelikten kale,
Ardından gör bak düştüm ne hale,
Ova tepe olup çöl oluyorum,
Duygular içinde gör halden hale.

Bu sevda yüzünden düştüm yanlışa,
Yağmur deprem afet koşuşum boşa,
Rüzgar ışık olup yol oluyorum,
Mevsimin dördünü çevirdim kışa.

Bu yürek sensizken sevgiyle anar,
Kim ne derse desin o sana kanar,
Kavrulup köz olup kül oluyorum,
Üç gündür içimde bir ateş yanar.

www01.10.2000raifaras.com

c)Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin
kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

GS.1

. . .**Ö L Ç Ü. . .

ÖLÇÜ

Ayarı kaçarsa koca kantarın,
Bize zararı var bir dal hıyarın.
Önemi yok deme götürür karın,
Varlığın sonunda kül olabilir.

Dengede değilse terazi kefe,
Vebali yükleme amire şefe,
Gizli gizli korkak derse şerefe,
Yaprağı götüren yel olabilir.

Şakülden kaçmışsa eğilir duvar,
Hangi sıvacıdır eğriyi sıvar,
İşini bilmeyen doğruyu kovar,
Yanlışa yönelen kul olabilir.

Açılmaz kapılar yoksa endaze,
Ölüler gömülmez istenen düze,
Umudu bağlama yağmursuz güze,
Kışın yağan kardan sel olabilir.

Metreyle alıpta satma arşınla,
Zehir yudumlama damla aşınla,
Öldüğün bilinmez gün telaşınla,
Sarılan kefenin çul olabilir.

Kantarın, terazin şakül ayarsız,
Haram yiyen insan olurmuş arsız,
Arşın, adım, kulaç bunlar tutarsız,
Günahın yüzünde çil olabilir.

22.09.2000wwwraifaras.com

c)Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin
kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

GS.1

…**KIZDIĞIM TARAF…

KIZDIĞIM TARAF

Beni sevmesen de saygı duyarım,
Kızdığım; elinde başka el vardı.
Senli geçmişime nokta koyarım,
Kızdığım; elinde başka el vardı.

Benden ayrılmanı kabul ederdim,
Kaderim der; razı olur giderdim,
Sen istemesen de gizli severdim,
Kızdığım; elinde başka el vardı.

Bu yürek çok sevdi kıymet bilmedin,
Söz verdin; beklettin, gittin gelmedin,
Kan aktı içime yine ölmedim,
Kızdığım; elinde başka el vardı.

Ağlattın ardından çekip giderken,
İnanki kahroldum eller gülerken,
Bir hevese beni kurban ederken,
Kızdığım; elinde başka el vardı.

Başkası vardıysa söylemeliydin,
Ben de böyle deli sevmemeliydim,
Gönlümü bu kadar üzmemeliydin,
Kızdığım; elinde başka el vardı.

İçime dert oldu yaptığın hile,
Deseydin gelmezdim ben bile bile,
Gelecek günlerde olacak çile,
Kızdığım; elinde başka el vardı.

11.10.2000raifaras.com

GS.1

…**HAKKINIZI HELAL EDİN…

HAKKINIZI HELAL EDİN 

Ezanla kalkardı çilekeş anam,
Babamın çayını koyardı önce.
Bitirir namazı çıkarken babam,
Bir şükür çekerdi günü görünce.
 
Ezanla kalkardı çilekeş anam,
Bir ninni gibiydi kalkın deyince.
Kapıyı çekmeden çıkardı babam,
Uyansınlar derdi kendi kendince.
 
Ezanla kalkardı çilekeş anam,
Bir tek babam için sofra döşerdi.
Kalkıp giyinirken orada babam,
Anam bizim kaygımıza düşerdi.
 
Ezanla kalkardı çilekeş anam,
Toplar devşirirdi evi eyvanı.
Eve döndüğünde öğlende babam,
Sedire sererdi minder savanı.
 
Ezanla kalkardı çilekeş anam,
Şimdi uzaklarda çok özlüyorum.
Doyasıya bizi sevmedi babam,
Çocuktuk bilmedik hep söylüyorum.
13.08.2000raifaras.com

GS.1