…**DENEME 79…

KALDIRIM TAŞI

Sevgi gönüller de yaşar; diye bir ses koptu içimden. Adım adım yürürken ölüme. Yazgının hesaplarını yapamadan içimde sensiz bir sevda yeşerdi. Gizli hasretimin mimarı; acılar, yaralanmalar; hüsranlar getirdin.

Gönül saksısına şiirler ektim. Başka bir sevdasın sen. Acaba sır; söylenmemiş sözcüklerin içinde midir. yoksa kaderinin gözlerinde siyah bir leke gibi mi duruyorum… Sevda ikliminde yalnızım; baharlar bitti.

Çok zaman sabahları zehirlemek istedim, sevgiden bahsetmenin zor olduğu günlerde. Sayende ne hallere geldim bilmiyorsun. Rüyalar beni alıp en yakınına getirir.

Ellerin ellerimin kalbine dokunsun. Sana selam var damla damla göz yaşlarımdan. Köprüleri atalım ve susmasın yürekler. Bedenin özgürlüğünü esir almasın gönül tutsaklığı. Yürekten dokunuşun izleri var her yerde; bende… İkimizi de severim. Korkuları bir kenara bırak; gerçekleşmeyi hak eden sevdaları düşün. Yaşanan hiç bir sevginin resmi yoktur. Benim için hep; gizemli gök yüzü gibisin.

Bütün sokak başlarını tuttun gönlünün. Sana doğru bir yolculuğa çıktım. Ama sen yine kaçıştasın dünkü gibi…

Ben sevdamı aradım bu şehirde. Aradığım; gülerken gözleri “Seni Seviyorum.” diyen bir kız. Bu şehre gömsünler beni. Bütün sevdiklerimle vedalaşamasam da.

Bir başka zamanda bir başka düşlere gidiyorum bir ara. Hasret ve kuşkunun çocuğu gibi yüreğim. İçimde korku; zehirli duman gibi. Karanlıkla boğuşurken göz göze geliyorum hayalinle. Gülüyorum… Bilirsin; bazı gülüşler aslında üzülmektir. Yıldızların altında yalnızlığıma kahrediyorum.

Anılar senden kalan yanlarıyla bakıyorlar bana. Hani bir söz dokunur yüreğe alır götürür ya… Hiç kimse farkına varmaz ya öyle… Ben anlarım o bakışları.  Yüreğimin sesini duymadın. Sevginin yüceliğini okuyamadın gözlerimde. Ben seni kalbimde saklamıştım. Yüreğinin yeniden ısınmasında umudum. Sen hiç usanmadan ben de büyütüyorsun kendini. Aşk öyküleri, duyguları hep canlı tutar. Ben hala seninleyim. Tek bir nefes gibi yalın…

Yeni bir bahara gülümsemeden; kan kokusu solumaya gerek yok. Kaldırım taşlarına ağıt yakma. Biz gideriz bu kaldırım taşları ve sokaklar yine kalır. Geceler yeni bir dünya doğurur ertesi sabah. Kan kırmızıdır; gece bile olsa parlar.

Hayat; hatırlanması gereken bir rüya olmalı. Biliyorum düşler yapayalnızdır ve herkes kendi ağrısını yaşıyor.

Hayattan bıkmışım ama hayata tutunmaktan başka çarem yok. Kendimi sürgün hissettiğim yüreğinedir yolculuğum. Yetmiyor “seviyor” tesellisi. Ayrılıkların umutları öldürmediği, öldüremediği hayatlara yürüyelim. Sevgiliye; zindan hayatlar olmaz ömrün sahilinde gezerken. Sımsıkı bir yalanın elini tutma. Bir bakarsın başkaları yaşar aramızda.

Gece tünelinin ucuna geldiğimde dururum. Bir türlü kurtulamadığım acılarımın elinden; gidip mezarlıkları ziyaret ederim. Biliyorsun; yalnızın arkadaşı vesvesedir.

Kaçmaların çare değil. Sonunda ölüm durağında buluşacağız. Belki bir kaldırım taşı mesafe olacak ikimiz arasında. O zaman aşk olmayacak benden söylemesi.

Rüzgarı tutuşturacak ahlarım; acılarım.

www.raifaras.com 30.12. 2006
YARISI BENİM 1

…**DENEME 78…

KUTSALLIK

Memleketimi burada tanıdım. Yüz yüze gelince gündelik hayatlarla; farkına vardım öz değerlerin. Dünün kıymeti yok. Yarını hiç gelmeyecek gibi. Anlık ilişkileri, gündelik hayatları burada öğrendim.

Memleketimi burada tanıdım. İmece hayatların kıymetini; dünden gelen ilişkileri, yarına verilmiş sözleri ve adına dostluk denilen bütün kıymetlerin değerini burada öğrendim.

Memleketimi burada tanıdım. Emanet namusların diyetini; çanak çanak paylaşılan aşları, özlenen dostu, ziyaretinin uğruna can feda edilen ilişkilerin içindeki sevmeyi; sevilmeyi burada öğrendim.

Memleketimi burada tanıdım. İpotekli bedenlerin bedelini; aile meclislerinin sohbetini, kızın; çeyiz dizmeyi anasından öğrendiğini, oğlanın; sohbetlerde gezmeyi babasından gördüğünü burada öğrendim.

Memleketimi burada tanıdım. Başaklar boşuna kırılırmış. Koynuna yattığımız ayazı seven toprak kalleş değilmiş. Mevsiminde yağarmış yağmur. Geldiği yere dönermiş çıplak bedenler. Aşın, işin, eşin kutsallığını burada öğrendim.

www.raifaras.com 13.12. 2006
YARISI BENİM 1

…**DENEME 77…

EYLÜL

Bir Eylül daha bitiyor.
Havada hafif bir esinti. Akasyalardan düşen küçük sarı yapraklar. Aklımda gidişin var. İçimde bir acı, yarım kalmış bir sevdanın ezikliği.
Kaç gün doldu saymadım.
Birbirine zıtlık teşkil eden ikilemdeyim. Sevmek; sevmemek… Mevsim de ağır basıyor galiba. Her nefes biraz daha ölüme gidiyorum sanki. Akşamın olmasını hiç istemiyorum. Gözlerim saat saat nöbete duruyor; uyuma yasağı var.
Parmak hesabı yaptım ardından kaç kere.
Bütün parmaklarımı defalarca saydım; yetmedi. Vaz geçtim. Her derdini çekerdim; bende kalsaydın eğer. Bazan yalnızlığımla konuşuyoruz. Gelmeni hiç istemiyor. Kıskanç sevgili gibi. Huysuzlanıyor birden. Ondan sonrada alttan almak bana kalıyor.
Bitimine az kaldı Eylül’ün.
Mihenge vurmak istemiyorum gönlümü, sevmek ya da sevmemek için. Gelmezsen unutur muyum bilmem. Ama gelirsen af ederim biliyorum.
Güz bende kalsın; kışın gel. Zemheriye razıyım… Kan çanağı gözlerim hazanın rengine uzak. Nedense acı doğurdu sensiz aşklar. Satır satır çoğalan hasretini sil bir nefeste.
Beni şaşırt.
Bir Eylül daha bitmeden.
Kaç gün oldu saymadım gidişine…

www.raifaras.com 13.07. 2006
YARISI BENİM 1

 

…**DENEME…49

UZAKLARDAKİ YALNIZLIĞIM

Yine bir yaz bitti. Başladı hasret nöbetlerim. tek başıma; yorgun bitik bir yürek kaldı bedende… Düşüncelerimin öznesi oldun. Üşüyor ellerim; sensi bu sonbaharda. Sol yanım acıyor yalnızlığımdan. Benim uzaklardaki yakınlığım…

Beni bekletip gelmediğin günler var aklımda. Üstelik “Artık sana dönmeyeceğim.” demiştin. Umarım sevda limanındanyola çıkmışsındır. Sana ulaşamıyorum. Acısını gizlediğim; unutamadığım. Her şeye rağmen; seni anlatmamı istemesinler, anlatamam. Ben de başkasın. Gülüşün, yürüyüşün, gamzelerin, saçlarını savuruşun aklımı başımdan alırdı.

Yalnızlığımızda bulduk birbirimizi. şimdi yine yalnızız. Geceleri uyumak istiyorum; bundan sonra. Bazan yazacağım cümlenin; hayatımın son cümlesi olacağı geliyor aklıma. Çıldırıyorum…

Hep yanımda olmanı istiyorum… Ve hep yakınımda…

www.raifaras.com21.08.2006

YARISI BENİM 1

…** KİME GÖRE…DENEME

*Sıkıyönetimden yeni kurtulmuştu insanlar. Bilek zoruyla çalışanların etrafında yoksulluk kol geziyordu. Dengini bağlayan, çantasını kapan büyük şehirlere çalışmaya; gurbete gidiyordu. Herkesin gözü dışarıdaydı. Dışarıda umut vardı. Ekmek kapısıydı dışarısı. Burası Doğu Anadolu. Burada en zor sıkıyönetim aslında kış mevsimidir zaten. Sekiz ay keseden yemek zorunda insanlar. İki sıkıyönetim birden kalkmıştı. Elde avuçta olanlarda tükenmekteydi.  Kadıncağız kocasının gurbete gitme düşüncesine karşı çıkamazdı. Adamın içine sinmese de gitmekten başka çare yoktu. Eşiyle helalleşti. Çocuğunu öptü. Topladı çantasını ve sırtladı yatak dengini. ayrıldı evden. Amaç ekmek parası kazanmaktı.
*Bu ayrılık bir yıl sürdü. Ara da bir para gönderiyordu kocası. Eşi de gönderilen parayla idare ediyordu. Kocası bir yıl sonra geldiğinde yine hamile kalmıştı.
*Adam yine gurbetteydi. Çalıştı çabaladı bir yıl daha. Bir yıl sonra döndüğünde hanımı yin bir erkek çocuk doğurmuştu. Bir süre kaldı eşinin yanında. Ama yine gitmek zorundaydı. Bir sabah helalleşti ve evden çıktı. Öyleki gidişini bir çok tanıdığı bile duymamıştı.
*Bir iki gece sonra; evlerinin önüne gelen bir taksiden inenler kapıyı çaldı. Genç kadın içeriden ” kimdir o” diye seslenince gelenler hazırlıklıydı. Sevdiğini bildikleri birinin ismiyle hitap edince, kadın kapıyı açtı. Tanımıyordu gelenleri. Geri dönmeye fırsat bulamadan korkudan bayıldı ve olduğu yere yığıldı. Bunu gören gözü dönmüş kişiler, kadını kucakladıkları gibi getirdikleri taksiye bindirerek oradan uzaklaştılar. Sabahleyin çocukların ağlamalarını duyan vatandaşların haber vermeleri üzerine gelinin evde olmadığı anlaşıldı. Çocukları anneannesi aldı eve götürdü.
*Bir hafta sonra kendi zevklerine göre alıkoydukları genç kadını yine bir gece yarısı evinin yakınına bırakıp gittiler. Bu geçen süre içinde herkes gelinin kaçırılmasından ziyade, kaçtığına inamıştı. Bunun böyle olabileceğini düşünen kadın; sabah namazına doğru yakınlarında oturan babasının evinin önüne gelmeyi uygun buldu kendince. Namaz kılmak için camiye giden babası ile karşılaşabilirdi. Öyle de oldu. Fakat baba; kızını görmezden geldi. Bu hareket, “Sen benim kızım değilsin.” “Senden utanıyorum.” gibi anlamlara geliyordu. genç kadın çok üzüldü. Hıçkıra hıçkıra ağlarken, mahalleden başka bir amca onu görür görmez tanıdığı için alıp kendi evine götürerek hanımının ilgilenmesini istedi. Gelin başına gelenleri  anlattığında herkes ona inanmıştı. Çünkü onu tanıyorlardı. Fakat dönüş yoktu. Ya gidecekti buradan ya da öldürülecekti. Bu olaydan dolayı memlekete dönen eşi de kabul etmeyince yapacak bir şey kalmamıştı. Evine alan amca, töreyi bildiği için bir miktar para ve çocuklarını yanına vererek İstanbuldaki bir tanıdığının yanına gönderdi.
*Genç kadın istanbulda bir süre sonra iş bulup çalışmaya başladı. Onun şikayeti ve eşkal tarifi üzerine kendisini dağa kaldıranlar yakalanmış ve vceza almışlardı.
*Bir gün yine işe giderken yolda; kendisine tecavüz edenlerden birini gördü. Beyninden vurulmuşa döndü. Hemen adamın üzerine yürürdü. Elini adamın boğazlı kazağının yakasına attığı gibi hakaretler ederek ağlamaya başladı. Adamı çeke çeke polis karakoluna götürdü. Nöbetçi hakimle görüşmek istediğini belirtince, yapılan telefon görüşmesinden sonra hakimin yanına götürüldüler. Hakim, olayı dinledikten sonra “Hanım kızım, bu memlekette adalet var. Yasalar var. Bu yasalara dayanılarak devlet af kanunu çıkarttı. Bu adamı da affetti. Bizim yapacak bir işlemimiz yoktur.” deyince kadın hakime bağırarak “Sayın hakimim devlet bunu affetti. Peki benim namusumu kim affedecek. İki çocuğumla birlikte çektiklerimizin bedelini kim; ve bu kanunu imzalayan hangi devlet adamı ödeyecek. Bu memlekette adalet var dediniz. Kime göre adalet bu!..
*Sözünü bitiremeden; hakkını alacağını sandığı adalet sarayından,çaresizliğini ve utanmışlığını göz yaşlarına gömerek uzaklaştı.

www.raifaras.com.19.09.2006

İPOTEKLİ BEDENLER

…**SAYEMDE AŞIK OLDUN…

SAYEMDE AŞIK OLDUN

Aşk seni hiç tanımazdı,
Sen sayemde aşık oldun.
Ağlasan da inanmazdı,
Sen sayemde aşık oldun.

Sözün yoktu konuşmaya,
Gelemezdin buluşmaya,
Kıvılcımsın tutuşmaya,
Sen sayemde aşık oldun.

Gezip dururdun peşimde,
Lokma olmuştum aşında,
Hayat buldun gülüşümde,
Sen sayemde aşık oldun.

Gözlerinde oldum yaşın,
Hep oldum hayalin düşün,
İyiki seni görmüşüm,
Sen sayemde aşık oldun.

wwwraifaras.com30.03.2006
c)Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin
kendisine ve /veya temsilcilerine aittir.

GS.2

 

 

 

…**BEN DÖNMEM HANCI…

BEN DÖNMEM HANCI

Yarın yokum dostum kararım karar,
Bekleme bir daha ben dönmem hancı.
Yıllardır ömrüme vermişim zarar,
Bekleme bir daha ben dönmem hancı.

Her köşeye ayrı; ayrı uğradım,
Ekmeğime zehir kattım doğradım,
Ben anamdan bir günahkar doğmadım,
Bekleme bir daha ben dönmem hancı.

Zaman oldu derdi; döktük şişeye,
Bir kadehe mahkum düştük köşeye,
Göz yaşını ortak; ettik neşeye,
Bekleme bir daha ben dönmem hancı.

Umut dedik aldı; gitti şişeler,
Hep yalanmış”Haydi güzel yaşalar”,
Çok zaman yüzümde dondu neşeler,
Bekleme bir daha ben dönmem hancı.

Bir yudum bir şişe aynı hepisi,
Yasak olan şeyin; olmaz iyisi,
Söyler misin bana; ilaç hangisi,
Bekleme bir daha ben dönmem hancı.

Burda dostluk başka herkes sırdaşım,
Ortak dertler vardır yok arkadaşım,
Buradan çıkınca olmaz yoldaşım,
Bekleme bir daha ben dönmem hancı.

Hep elde avuçta; bitti olanlar,
Varlığın yanında gitti zamanlar,
Vazgeçilmez sanma ölüyor canlar,
Bekleme bir daha ben dönmem hancı.

Olmadan maskara gariban sürtük,
Toplumda hayasız;damarı yırtık,
Nefsim irademi; geçemez artık,
Bekleme bir daha ben dönmem hancı.

wwwraifaras.com 16.06.2006
c)Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin
kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

GS.2

 

…**İSYANIMI DİNDİREMEDİM…

İSYANIMI DİNDİREMEDİM

Seni çok sevmiştim; gittin üzüldüm,
Gönül isyanımı dindiremedim.
Hasretin kurşunu değince öldüm,
Gönül isyanımı dindiremedim.

Arzu etse bile görmek zor gelir,
Acılı yürekte; nazı kim bilir,
Ben de öldün lakin bir adın kalır,
Gönül isyanımı dindiremedim.

Kucağına doğdum sanki acının,
Tarifi imkansız koşan sancının,
Adı senmiş ben de aşk ilacının,
Gönül isyanımı dindiremedim.

Koynuma almadım başka birini,
Kimseye vermedim senin yerini,
Koklamak istedim tende terini,
Gönül isyanımı dindiremedim.

Zaman tünelinde coştu anafor,
Mesafeler oldu içimde bir kor,
Anladım ayrılık anlattım çok zor,
Gönül isyanımı dindiremedim.

Boşa ümitlenme sanma af çıkar,
Kuş bile su içer  Allah’a bakar,
Bu hasret gurbette hep beni yakar,
Gönül isyanımı dindiremedim.

26.04.2006wwwraifaras.com

c)Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin
kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

GS.2

…**GÖZ YAŞLARIM…

GÖZ YAŞLARIM

Giderken ağladım sen göremedin,
İçime akıttım göz yaşlarımı.
Yıllarca uğraştım sev diyemedim,
İçime akıttım göz yaşlarımı.

Görmen için geldim sokaklarına,
Aklar bir bir çöktü şakaklarıma,
Tebessüm oturttum dudaklarıma,
İçime akıttım göz yaşlarımı.

Gördüğüm gün orda başladı çile,
Seni kıracak söz; almadım dile,
Herşeye razıyken demedim bile,
İçime akıttım göz yaşlarımı.

Ne dost gibi oldun ne arkadaşım,
Oysa ki ben seni bildim sırdaşım,
Bir hoşça kal dedin bitti yoldaşım,
İçime akıttım göz yaşlarımı.

Şimdi uzaklarda cismin ve tenin,
Gönlümü yakıyor hasretin senin,
Neler çektiğimi bilmedin benim,
İçime akıttım göz yaşlarımı.

Yüreğim bir yangın felaketinde,
Ruhumdaki deprem son şiddetinde,
Raif seni sevme nezaketinde,
İçime akıttım göz yaşlarımı.

26.06.2006wwwraifaras.com

c)Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin
kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

GS.2