…**ALIP GİTMELİYİM…

11 TEMMUZ 2014/CUMA

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ALIP GİTMELİYİM

Alıp gitmeliyim kendimi,
Bütün arzularımı kefenlemeli;
Duyguları savaşa hazırlamalıyım.
Yalnızlık şehrine götürmeliyim kendimi,
Her şeye boş vermişlik edasında;
Yanarsa yansın dünya demeliyim.
Kimsesizler şehrine oturtmalıyım kendimi,
bir ben olmalıyım orta yerde;
Seslenmemeli ardımdan sensizliğim,
Alıp gitmeliyim kendimi…

G. DÜŞENLER

…**HÜZÜN EMZİRMİŞ ANNEM…

09 TEMMUZ 2014/ÇARŞAMBA

 

 

 

 

 

 

HÜZÜN EMZİRMİŞ ANNEM

Ben kelimelerin aklına uydum;
Hangi göğün altındasınız melekler,
Sokaklarıma teğet mi geçiyor ayaklarınız.
Kan beynime sıçradı,
Patlayacak şahdamarım…

Dudaklarımda acı bir tebessüm,
Göğsüme iliştirilmiş bir sancı;
Yıllar acılarıma eşit dururken,
Yaşanmadan tükendi bütün masallar…

Kendime baktım gün ağarırken penceremde,
Buruktu gülüşlerim esmer ve kimsesizdi.
Bütün bakışlar yüreğimi kanattı,
Sensizliğin adı; derin bir yalnızlıkmış.
Yavaş yavaş ölürken insanlara,
Acılı dünyaların avazıdır martı çığlıkları…

10 TEMMUZ 2014/PERŞEMBE

 

 

Hasret yüzüme vururken rüzgâr gibi,
San ki geceyi yoksul koyunlarda ağırlamışım.
Beyaz kış geceleri ve ince bir karda,
Geceye bıraktığım gülücüklerin;
Sözcükleri yaralı…
Yokluğuna ağır aksak bir şarkı var dilimde,
Yoksul zamanların kıyısında dinlenirken;
Bilmem ki,
Hangi sevdaya misafir gitmeli.

Çoğaldı acılarım güneş öpünce alnımdan,
Nakışlamıştım gülüşünü gökyüzüne;
Güzel teninin manası ellerimde…
Sürüklemek istedim kendi yalnızlığıma,
Girmeye çalışırken ölüm eşiğimizden…
Karanlık düşlerimden al da kurtar beni,
Yoksulluğun yüreğiyle öpüldü kaderim;
Düşün çölün susuzluğunu ne alır ki…
Çocukluğumun,
Hatırlayamadığım bayram mutluluklarında,
Gidip gömülememek var karanlıklara.
Yazgıma karşı çıksam ne çıkar;

Hüzün emzirmiş annem yıllarca…

G. DÜŞENLER

…**HİKAYE…

07 TEMMUZ 2014/PAZARTESİ

 

 

 

 

 

 

HİKAYE

 

 

Uyumak için masallar vardı,
Hani ezeli rakiplerin hiç bitmediği;
Çocukluğun uyku kilidi.
Uğur sayılan nallar; örümcekler,
Nazarın cam bardaklarda ölmesi;
Sabah ezanlarında uyanmalar…
Gün doğumunda çay içmek babayla;
Tarlaya işe gitmeler,
Gün dönmeden caymalar vardı…
Beyaz yakalıklı siyah önlük devri,
Kâğıda kaleme alışmaların serüveni;
O gün bu gündür kalem elde…

 

08 TEMMUZ 2014/SALI

 

 

Bazen söylenenleri yazdık,
Bazen acılarımız;
Kimi zaman mutlu sonlu mektupları,
Oy vereceğimiz partinin adın;
Sonra iş başvurusu derken makama,
Dilekçeler yazdık,
Birçok başlıkta hem de…
Tepemizden geçen mermilere inat;
Ölüme meydan okumalar yaşadık…
Hala masal anlatıyorlar,
Yoksulluğumuzun tarlasına inançlarımızı ekerek;
Acılara inat nasılda ayakta tutarlardı,
O düş yüklü bedenlerimizi…
Bir dipçikte ezilen,
Korkudan boğazda yutkunma zorluğu;
Erken yağmur yemiş yaprak misali,
Yol arkadaşımız yalnızlığımızdı…
Bir vesikalının peşinde,
Düşlerini yaşamadan özgürlüğün;
Hala hikâye anlatıyorlar.
Geçti Bor’un pazarı,
Anlatılanlar;
Çocukluk masalları gibi uyutmuyor…

G. DÜŞENLER

…**AFORİZMA 2014/26…

05 TEMMUZ 2014/CUMARTESİ

 

_ “Hayat hep naz edip duruyor. Bir gün Azrail’in peşine takılıp gittiğimde yokluğum da yok olacağını düşünemiyor…”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

06 TEMMUZ 2014/PAZAR

 

 

_ “ Beni severek uyuttuğun gecelere gidelim. Yalnız geceler içimi incitiyor…”

G. DÜŞENLER

…**DEM TUTSUN…

04 TEMMUZ 2014/CUMA

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DEM TUTSUN

 

Aslında anlatmıştım sana hoşça kal derken,
Yüreğinde dem tutsun bakışların nefreti.
İçine kan damlasın başkasına gülerken,
Umudunda dem tutsun; ayrılığın illeti.

 

İçine zehir olsun damla damla her halin,
Senin boynunda kalsın benim sevda vebalim,
Hep yakanda olacak; iki dünyada elim,
Hayatında dem tutsun; sevgili ihaneti.

 

Beddua eder durur; bu gönül sana kırgın,
Anlayacaksın elbet; sen de hatanı bir gün,
Uzayınca zamanın saçı sakalı her gün,
Gözlerinde dem tutsun; uzakların hasreti.

G. DÜŞENLER

…**KIRÇILLAŞAN DÜŞLER…

03 TEMMUZ 2014/ PERŞEMBE

 

KIRÇILLAŞAN DÜŞLER

 

Kızıllığı alabildiğince artmış;
Sarıdan kurtulmuş gün,
Uzun uzun geceler gelecek ardından;
Ağıtlar yakmaya başlayacağım.
Sana açılamadığım günlere;
Gizli gizli sevdiğim,
Seni sakladığım,
O yürek yakan saatler başlayacak…

 

Beni incittikçe ağladım,
Kıyılarında sevda nöbetlerine bıraktın geceleri;
Yeniden notalara dökeceğim duygusal heceleri,
Artık sen de sevildiğini biliyorsun…

Acılarım ifadesidir güldüğüm;
Ağıt yakışmaz diyenlere…
Giderken buralardan;
“Kendine iyi bak” demekle yetindin…

 

Anla ki anlatılan sen yoksun kitaplarda;
Yalvarmalarına götürme yalancıların,
Ağlamalarına ısmarlama bulutların.
Gelmeyeceksen buralara,
İçinde ben olmadığım sevdalar senin olsun;
Senin yalnız olduğun saatler yeter bana…

G. DÜŞENLER

…**KAYGI…

02 TEMMUZ 2014/ÇARŞAMBA

 

 

 

 

 

KAYGI

 

Tırnak izlerinden sızan kandandır;
Soluk benizli oluşum.

Düşmanca düşlerine sakladım,
Tedavülden kalkmış yaralarımı.
Beynimde yer eden düşünce;
Bir kenarda bekleyen sancı gibi…
Kasıtlı sözlerin,
Sessizliğinden beslenen yaralar misali;
Akşamüstü gezmelerini seviyor…

Yüreğimize bulaşan anılardan,
Unutamadığımız hatıralara ulaşırız.
Uykularımızı bölen korkularımız var;
Kurtulamadığımız ve kopamadığımız…

Dünden kalma acılarım,
Göstermeye niyetleniyor;
Olup bitenlerden bana kalanları.
Zamana bölünme korkum;
Özgürlüğünü ispat etmekte kararlı…

G. DÜŞENLER

…**UMUDUN YAŞAMASINA…

01 TEMMUZ 2014/SALI

UMUDUN YAŞAMASINA

Sabahın serinliği var yanımda,
Bir de yavaş yavaş yüzünü gösteren güneş.
Karanlık sinerken köşe bucak,
Bir çay getiriyor kahveci.
Ayaklarım yere basıyor aslında,
Ama yüreğim kanatlanmış gibi…

 

“Gelin kahvaltı yapalım; buyurun,”
Yan masaya dönüyorum.

Tırnaklı uzu pide, otlu ve çay;
Hepsini daha güzel gösteren tebessümler.

Besmele çekiyorum lokma alırken,
Hep bir ağızdan “Afiyet olsun” diyorlar.

Sonra “Sıbe e” diyor pejmürde giyimli bir genç;
Lokma yapıp veriyor oturanlardan biri.
Bize has,
Bizde anlamlı;
Bizim ortak paydamız,
Dahası “Yalnız değilizin” anlamı bu,
Lokmamızı bölerek yeriz…
Dünyanın kahrına inat,
Kendilerinden bile sakladıkları acıya inat;
Umudun yaşaması için,
Depremin yıl dönümünde yaşananlara karşı;
Ellerini şükür duasına kaldırıyorlar…

G.DÜŞENLER

…**OKŞASIN…

30 HAZİRAN 2014/PAZARTESİ

 

 

 

 

 

 

OKŞASIN

Mevsimleri düşün;
Güzellikleri görürsün düşlerinde.
Baharında kırmızısını yeşilini,
Harmanını görürsün ekinin yazında,
Ölüm sarısı yapraklar uçuşur sonbaharında.
Bir başkadır kışın tadı;
Yok oluş mu, salık mı bilirsin…

Bütün mevsimlerde rüzgâr eser,
Eserken bir okşayışı var sorma.
Aslında en güzel esiş Kardelen’edir,
Baharı müjdelerken karların inadına…
Kardelen değilim belki,
Asiyim onun kadar;
Uğruna isyanlarda…
Bir ıslık bırak sen de;
Okşasın yüzümü rüzgârlarda…

G. DÜŞENLER

…**AFORİZMA 2014/25…

28 HAZİRAN 2014/CUMARTESİ

 

_”Her gün küsüp gidiyorsun deme. Aklın bende kalsın diye öyle yapıyorum…”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

29 HAZİRAN 2014/PAZAR

 

_ “Bütün ümitler hayalinle beslenir. Öylesine sevdim diyemem. Haksızlık olur…”

G. DÜŞENLER