…**GECEME DÜŞENLER 2014/4…

25 AĞUSTOS 2014/PAZARTESİ

 

 

 

 

GECEYE DÜŞENLER – 4

1

Annen baban çocuğun bir ölçüdür belki de,
Kocaya teslim namus; onun ki seninki de.

2

Giden için sil baştan yapma yeni şeyleri,
O umut dediklerin; götürür bir şeyleri.

3

Söz söylemek sanatsa sözde durmak erdemdir,
“SEVİYORUM” demişsen; bir ömürde her demdir.

4

Derdi istifledim acı üstünde,
Dünümün acısı; aynı bu günde.

5

Aşkımızın ölümünü ilk geceden kutluyorum,
Sanma ki hatırları; öpüp öpüp kokluyorum.

 

26 AĞUSTOS 2014/SALI

 

 

 

 

 

6

Dik başlılık ve inat eşeği hatırlatır,
Bir avuç arpa görür; üstüne nal parlatır.

7

Mutlu olmak çok kolay zor olan mutsuzluktur,
Bir isyanın anlamı; saran umutsuzluktur.

8

Eşin yoksa rızası yaptığın şey haramdır,
Çocukken öğrenmiştim; anlattığım yaramdır.

9

Bir ömür adadım gülümsemeye,
Yine de eyvallah etmem kimseye.

10

Uykularımı bozdu aşk denilen sanal hap,
Bir gönüle düştüm ki; her yönden dökük harap.

G. DÜŞENLER

…**AFORİZMA 2014/32…

23 AĞUSTOS 2014/CUMARTESİ

 

_ “ Dün; yarın arası ir hayat benimkisi. Ne dünümden artan; ne de yarınımdan bir ümidim var.

Yaşıyorum işte…”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

24 AĞUSTOS 2014/PAZAR

 

_ “İki tane çay istedim. Bana ve hayalime. Yine birlikte üşüdük…”

G. DÜŞENLER

…**GECEME DÜŞENLER 2014/3…

18 AĞUSTOS 2014/PAZARTESİ

 

 

 

 

GECEYE DÜŞENLER – 3

1

Bölük pörçük gidiyor seninle ilişkimiz,
Aşkı büyütemedik; koynumuzda ikimiz.

2

Bir pencereydi sanki seni gördüğüm dünya,
Gece tül örttü birden; yarım kaldı o rüya.

3

Okaliptüs gibi canımda bittin,
Sen büyüdün ama beni tükettin.

4

Koşarak çek git artık; bitsin gitsin acılar,
İçimi incitiyor; bu vakitsiz sancılar.

5

Geriye döndüm şimdi söyler misin ne oldu,
Kabuk tutarken yaram; gözlerime kan doldu.

 

19 AĞUSTOS 2014/SALI

 

 

 

 

 

6

Üşüyor gözümde hayalin acılarım,
Gel de ki gidişini; duayla tamamlarım.

7

Öyle kararmış ki kalp dua beddua farksız,
Bir yolu varmış demek; her şey dönüyor çarksız.

8

Ben bende düşlerimi sade yalnız büyüttüm,
Sen girdin hayatıma; çoban gibi dert güttüm.

9

Elde bir demet çiçek birkaç damla gözyaşı,
Seni aldı götürdü; ihtirasın savaşı.

10

Zoruma giden şeydi derdimi anlatmalar,
Ömrümden zaman aldı; bu gizli ağlamalar.

 

20 AĞUSTOS 2014/ÇARŞAMBA

 

 

 

 

 

11

Boşa umut beslemem yoksan günün sabahı,
Düşlerim vebal olur; bana kalır günahı.

12

Bakakaldım ardından yıldızlar göz kırparken,
Yerde bir demet çiçek; aşkta hüsran yaşarken,

13

Gördüğümü anlatsam düşünceme uymuyor,
İhtirasın gözü kör; görmeyince doymuyor.

14

Bir kahraman değilim karışma/m hayatı/n/m/a,
Yetişmek mümkün değil; ihtirasın atına.

15

Koparsam koklasam gülün incinir,
Bana hayır desen; dilin incinir.

 

21 AĞUSTOS 2014/PERŞEMBE

 

 

 

 

 

16

Hani hep söylüyordun ömrümde yok sana gün,
Şimdi de ağlıyorsun; benden olunca sürgün.

17

Kahpelik yatı kader tek taraflı davrandı,
Seni seven bu gönül; kader dedin aldandı.

18

Hayat çok acımasız durur bir gün önünde,
Anlarsın ya geç olur; zamanın sürgününde.

19

Dört köşeden çivili oh memleket ne ala,
Zevkten dört köşe millet; oyna zıpla la la la.

20

Alınyazımda bölünmüş param parça hatırasın,
Alan aldı, giden gitti; kalan seni ne anlasın.

 

22 AĞUSTOS 2014/CUMA

 

 

 

 

 

21

Buldukların her zaman hatırlatsın yoksulu,
Bakar ama diyemez; gönlü ve gözü sulu.

22

Dününü hiç unutma geçmiş bir basamaktır,
Geçmişi unutmamak; yarına susamaktır.

23

Hayatın anlamı var tövbe eder unutan,
şöyle bir çevrene bak; sevenlerinden utan.

24

Şükrünü esirgeme edindiğin nimetin,
Sevabını alırsan; adil olan zahmetin.

25

Anıları yazarken durdum birkaç satırda,
Gidişini unuttum; gülüşün var hatırda.

G. DÜŞENLER

…**AFORİZMA 2014/31…

16 AĞUSTOS 2014/CUMARTESİ

 

_ “ Saklanan yaralar asla kabuk tutup iyileşmez. Açık olan yara tedavi edilir…”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

17 AĞUSTOS 2014/PAZAR

 

_ “ Kıyısını zorlayan dalga gibisin. Bazen yazdıklarımı siliyor; bazen yazdıklarıma ulaşmaya çabalıyorsun…”

G. DÜŞENLER

…**GECEME DÜŞENLER 2014/2…

11 AĞUSTOS 2014/PAZARTESİ

 

 

 

GECEYE DÜŞENLER – 2

1

Ezberlemiştim seni; fendeki formül gibi,
Anlatırken sen vardın; ağzımdaki dil gibi.

2

Derdimizi gizlemez gecenin karanlığı,
Hiçbir şeye benzemez; sevenin düşmanlığı.

3

Gülüşünü saklama sadakasıdır yüzün,
Derdi geceye düşer görmediğim gündüzün.

4

Kimseyle paylaşmadım gizledim herkeslerden,
Duysaydın üzülürdün; ardındaki sözlerden.

5

Sevmene dua ettim boşa düştü dileğim,
Gözlerinde üşüdü seni seven yüreğim.

 

 

12 AĞUSTOS 2014/SALI

 

 

 

 

6

Birkaç mısra yazıda kurulur onlarca dam,
üstüne çöksün bence içinde yoksa adam.

7

Her şey vaktinde güzel mevsimlik açar güller,
Zor aşka katlanamaz; o şıpsevdi gönüller.

8

Kıyıları öpmeye utanır mı ki dalga,
Geceyi tanımasam karanlık olur gölge.

9

Aşkta kahramanlık yok fedakârlık istiyor,
Öyle ki sevdalılar; “Sana ölürüm” diyor.

10

Haydi, artık git benden inan canım yanıyor,
Aşkın yarası derin; kim dokunsa kanıyor.

 

 

13 AĞUSTOS 2014/ÇARŞAMBA

 

 

 

 

11

Birkaç zamandır böyle dünden kalma gibiyim,
Dertliler zirvesinde; çilekeşin dibiyim.

12

Su da zaman gibidir sıkıştırılmaz anda,
Zararı gördüm yine; isyan edilen canda.

13

Birkaç sabah aynı şey karşılıyorsa seni,
Demek ki atmamışsın; senden çekip gideni.

14

İnan hiç sığınmadım dünümün gizemine,
Çünkü mahkûm değilim; acının özlemine.

15

Tam birini sevmişken gönül düşer mi derde,
Yarı yolda kalıyor; çıktığı her seferde.

 

 

14 AĞUSTOS 2014/PERŞEMBE

 

 

 

 

16

Dertleri salma yaptım yaşadığım her güne,
Senden kalma acılar; sarktı ertesi güne.

17

Sana zarar vermişse ruhunda dönen girdap,
Mahşeri yaşıyorsun; kalmış edeple adap.

18

Bir karar vermeliyim senden gidip kalmama,
Sen sebep olacaksın; zamanda yol almama.

19

Bir mola ver diyorsun bu aşkın ortasında,
Ne olacak bilinmez; bir günün ortasında.

20

Onca acı onca dert bir kuru sevda imiş,
Acı ve dert kudurup; ben de sevdayı yemiş.

 

 

15 AĞUSTOS 2014/CUMA

 

 

 

 

21

Otur da bir köşede sonrakiyle kıyasla,
Sevilmekten kuduran; birisi olma asla.

22

Yaradanın zoruna gidecek yaptıkların,
seni günaha sokar; zevk diye taptıkların.

23

Sana verilenleri nur nimet say da otur,
Şımarmaya zaman yok; hayat seni unutur.

24

Serap gibi iz yaptın yürüdüğün yollarda,
Kaderime yol verdin; gördüğüm rüyalarda.

25

Sensiz acısı ağır geçip giden yılların,
Sade dostluğu kaldı; geriye anıların.

G. DÜŞENLER

…**AFORİZMA 2014/30…

09 AĞUSTOS 2014/CUMARTESİ

 

_ “ Hüzün kırağı gibidir. Seni dünkü kadar sever miyim bilmiyorum…”

 

 

 

 

10 AĞUSTOS 2014/PAZAR

 

_ “ Sana ait bütün söylediklerimi toplar götürürüm. O zaman kendini anlatacak söz bulamazsın…”

G. DÜŞENLER

…**GECEME DÜŞENLER 2014/1…

04 AĞUSTOS 2014/PAZARTESİ

 

 

 

GECEYE DÜŞENLER – 1

1

Kuytuda bir yerim var; hep senden kaçışlara,
Yüreğim dayanmıyor; giden ağlayışlara.

2

Bir testi suda belki yeniden can bulurdum,
Gölgeme sığınırdın; arkadaşın olurdum.

3

Sen cürmünü anlarsın; baktıkça izlerinin,
Vebalinde kalırsın; devasa sözlerinin.

4

Kapıma geldiğinde belki çok geç olacak,
Gözüne hasretimin kızıllığı dolacak.

5

Bir umut mu diyorsun; ardından her şey harap,
Seni seven gönülde; misafirdir ıstırap.

 

 

05 AĞUSTOS 2014/SALI

 

 

 

 

6

Bakışlarımı görsen; yaşımı da görürsün,
İçimde saklıyorum; yaşatan bir ömürsün.

7

Bir mektup gönder bana; güvercin ayağında,
Öperek katla bari “Ben” yazsın dudağında.

8

Raksında sarhoş oldu biçare gül bülbülün,
Harına lades demiş; bülbül ise her gülün.

9

Peşinde eskittiğim pabuçlarım köşkerde,
Beni yakan yüreğin; şimdi sırça köşklerde.

10

Belki gelir diyordu içimdeki umutlar,
Beklerken silikleşti; gözlediğim ufuklar.

 

06 AĞUSTOS 2014/ÇARŞAMBA

 

 

 

 

11

Gözümü kapatınca dünya dışarda kalır,
Ne mutlu ki sen varsın; gönlün gönlümü alır.

12

Sevda benim boynumu önceden bükmüştü yar,
Senin böyle gidişin; ömrüme vermez zarar.

13

Sana çarpan dalgalar; dönerken gidişinde,
Kumda anılar kalır tam metal grisinde.

14

Sararmışsa her şeyler ve sen hala yalnızsan,
Bu da bir işarettir; sen beni anlamazsan.

15

Gölgelere sığmıyor içimdeki gri renk,
Giderken gözlerimde üzüntü korkuya denk.

 

 

07 AĞUSTOS 2014/PERŞEMBE

 

 

 

 

16

Aşkta iki kişi var acısı bir kişilik,
İnat ayağa kalkar ruhta başlar keçilik.

17

Yaşını silip durma parmağının ucuyla,
Gözyaşında boğulsun ağlatanlar suçuyla.

18

Bir avuca sığmıyor domurdan kurtulmuş gül,
Hatırladıkça kanar; her kızıllıkta gönül.

19

Saçın var bıraktığın boynumdaki kolyede,
Gündüz hep benimlesin; konuk gel geceye de.

20

Siyah beyaz resim gibi içimin korkuları,
Seni çağırıp durur; yalnızlık uykuları.

 

 

08 AĞUSTOS 2014/CUMA

 

 

 

 

21

İz yapar gönlümüzde; gizli gizli sevdalar,
Götürür bir tebessüm; senelerce oyalar.

22

Gönlümdeki arzuyu dinlesen birkaç hece,
Peşim sıra gezersin; yaşadığın ömrünce.

23

İnandıramam çünkü gönlüme gidişini,
Silemedim aklımdan “Can Hocam” deyişini.

24

Ben bende bir damlayım; bana lütuftur nazın,
Bir damlacık ben için; koca bir yürek lazım.

25

Ardımda bıraktığım hatıramsın unutma,
Benimle geçmişini ayrı ve uzak tutma.

G. DÜŞENLER

…**AFORİZMA 2014/30…

02 AĞUSTOS 2014/CUMARTESİ

 

_ “  “Topraktan geldik; yine toprağa gireceğiz” denir. İyi de toprak günahların üstünü örtmüyor…”

 

 

 

 

 

 

 

 

03 AĞUSTOS 2014/PAZAR

 

_ “Başlangıç hataydı. Bir özürle kurtulduk…”

G. DÜŞENLER

…**ADINI KOYMAK…

29 TEMMUZ 2014/SALI

 

ADINI KOYMAK

Sevmenin adını koymak; her şeyin halli ya da kabulü anlamına gelir. Ya acıları alıp gider veya herkesin aldığı herkeste kalsın demeye bağlıdır.

Karşısındaki üzülmesin diye gözlerini kaçırmakla sevdiğini anlatmak alakasız. Doğrudan doğruya gözünün içine bakmak ve ne demek istediğini anlatmak gerek.

Eğer duyguları saklamak, zoraki tebessümlerle olup bitenleri görmezden gelmek; kadere kaşlarını çatmak, umut bağlayanların yüreğine su serpmez. Aksine ateş düşürür. Acabalarla başlayan iç yangını büyüyüp gider. Soğuk davranışlar; “Aldıkların sende kalsın” manasında gıyabi kararlara vardırır.

Duygusal davranışları anlamlı kılan en güzel şey açık olmaktır. Karşımdaki sıkılıp üzülmesin diye saklı gizli davranmak; olanları kabullenmek yanlıştır. İkinci bir yanlış da gidip gidip gelmelerdir…

Gidip gidip gelmeler yaralayıcı bir davranıştır. Gidişi dönüşü belli sebeplere dayandıramamak, acılardan zevk almak anlamına gelir. Acılardan zevk almak; karşısındakini incitmektir. İncinen bir gönül asla sevdanın adını koymaya yanaşmaz. Gittiği yere kadar

 

30 TEMMUZ 2014/ÇARŞAMBA

 

gitsin diyerek ilişkiyi devam ettirir. İlişkiler yüzeysel ve günü birliktelik olarak görür. Anlaşıldığı ya da anlatıldığı andan itibaren her iki taraf için de her şey tükenmiş sayılır.

Yürek ezikliği sabretmeye diş sıkmakla başlar. Bunun adı “Seviyorumdur” demek ne kadar anlamlı olabilir ki. Sabretmenin karşılığı yürek ezikliği olabilir mi? Tabi ki hayır. Hoş tutmak gibi bir davranış varken gönül defterinde… Ya da duygusal bir bağ kurulamıyorsa, açık açık söylenmeli… Bir yandan bir köşesinden yakmamalı mektubu.

Sevmenin adını koymak, geleceğe bakış açısını kişisel yaklaşımını yakından ilgilendirir. Aksi halde ukdeler oluşur. Ukde; fiziksel mahkûmiyetin ruhsal halidir. Üstelik müebbet bir haldir. Anlatım ve paylaşımlarda yanlış anlaşılma ve suçlanmalara da sebep olabilir. Tüm bu korku ve boşluklar sabra lades gerektirir. Bu sabra lades, yürek ezikliği ile adlandırılır. Sürekli olarak bir köşeden birilerinin izlediği duygusunu verir.

Sevgiyi öldüren en büyük hata inat etmektir. İnat; neresinden bakılırsa bakılsın zarardır. Üstelik bu inadın yanına sık sık küsmeyi ve geri dönmeyi koyduğumuzda zorlama başlamış demektir. Karşımızdaki bizi; acılardan zevk alıyor potasına koyar.

 

31 TEMMUZ 2014/PERŞEMBE

 

Kadere küsmeler, hayata bakış açısı sevgiye karşı davranışları değiştirir. Toplumda kaybolmasına küsmesine sebep olur.

Sevdiği insan üzülmesin diye lades yok. Bu yanlış davranışın bedelini hiçbir yürek ödeyemez. Bakışlarını kaçırıyorsa karşımızdaki, bunu hemen anlamalı ve yorumlamalı. Yarına ertelenenler ağırlaştıkça altından kalkılamaz olur. Bu da bir bitişin adıdır. Bitişler beraberinde enkaz bırakır. Enkazlar birçok zaman sakladıklarını vermez. Araştıranın ya gönlünü hoş eder ya da kalan üstüne çöker. Bu sebeple enkazla uğraşmak herkesin işine gelmez.

Kişi kendisini enkaza dönüştürerek hiçbir insan veya olaya fırsat vermemeli. Çünkü verilen her fırsatın karşılığında kendisine ait değerlerin kaybı vardır. “Aldıkların sende kalsın. İstediğin buysa razıyım. Al git” demek yok; olmamalı. Olduğunda da akıbetin enkaz olacağını görmeli. Ben acılarımı alır giderim demek yanlış. Sonuçta bir birliktelik ve paylaşımdan doğan ne varsa ortaktır. Bu ilişkide, sevdanın adı konacaksa her iki taraf içinde aynı/eşit olmalı. Ya bu yola baş koymalı veya anlaşma sağlanmalı. Ben ikimizin yerine ağlarım klasiği güncelliğini çoktan kaybetti. Etmeli yani. Eğlenilecek ya da evlenilecek arkadaş ayırımı yapmayan veya

 

01 AĞUSTOS 2014/CUMA

 

 

 

 

 

kafasına sıkmayı marifet sayan tipler olmamalı.

Sosyal hayatın gereği olarak sevmenin adı koyulacaksa; unutulmamalıdır kibir bedeli mutlaka vardır. Bu bedel bir enkaz doğurmamalı, aksine aklın yolu birdir fikriyatına uygun olmalıdır. Ölmelere ve öldürmelere fırsat vermemeli hiç kimse…

Ben; odaklı hiçbir ilişki başarılı olmamıştır. En güzel olanı, karşıdakini de kaale almaktır. Unutulmamalıdır ki hiç kimse yalnız değildir. Eğer birliktelik düşünülüyorsa; iki beden bir yol gibi akıl mihengine vurularak başlanmalı ilişki. Bu sebeple kiminle ağlayıp kiminle gülündüğüne iyi bakılmalı ve bu pencereden görünüşün çok önemli olduğunu unutmamalıdır. Çünkü sevmenin adını koymalı artık…

G. DÜŞENLER

…**ADINI KOYALIM…

28 TEMMUZ 2014/PAZARTESİ

 

 

 

 

 

 

ADINI KOYALIM

Ben;
Bir yandan aşkımı anlatırken,
Sen bana inat;
Öbür ucundan yandırdın mektubumu.
Dişlerimi sıktıkça sabra,
Sen yüreğimi ezdin…

Nedir bilmiyorum bu inadın,
Gidişin dönüşün iç içe;
Acılardan zevk alır gibisin.
Kaşlarımı çatarken kaderime,
Sen üzülmeyesin diye gözlerimi kaçırdım…

İstersen aldıkların sende kalsın,
Acılarımı alıp gideyim;
Ya da sevmedin adını koyalım artık…

G. DÜŞENLER