**DÖNEMEYENLER

DÖNEMEYENLER

            Gurbet; insan ruhuna vurulmuş hayal parmaklıklı bir zindan cezasıdır.

            Bazen “Evinin eşiğine çıktın mı gurbettir” diye tanımlamalar yapılsa da gurbet; sılanın karşılığıdır. Sıla dünyaya gelinen yer değildir. Ataların olduğu, töresine, gelenek ve göreneklerine göre yetişilen, insani ilişkilerinin geliştirildiği yerdir. Hasbel kader; herhangi bir yerde dünyaya gelmiş olmak da vardır. Ama bu oralı olmak değildir.

            Gurbet; her hayatın içinde vardır. İş ve aş gereği ya da kader birliği yapmalar gibi sebepler yüzünden hayatların içine girer gurbet. Ama olmazsa olmaz değildir. Fakat bu “olmazsa olmaza” mahkûm birçok bedenin de olduğunu unutmamak ve göz ardı etmemek lazım.

            Gurbeti bin bir ümitle seçip ve ardından seçtiğinde istediğini bulamayanlar da vardır. İstediğini bulamayanların arasında sılayı tekrar seçenler azınlıktadır. Umduğunu bulamayan fakat gururuna yenilip de bir o kadar mağdur olanlar da vardır. Geri dönüşü içine sindiremeyen bu “ dönemeyenler” her şeye rağmen kalmakta ısrar edenlerdir.

            Geri dönüşün ezikliğini; gurbetin zahmetine tercih etmeyen bu “önemeyenler” iç dünyalarında kopan fırtına ile her yana savrulurken, kendi gözyaşlarında boğulup kaybolabilirler. Çok azı bir aile kurabilse de yine de gurbettedir bu “dönemeyenler”…

            12.01.2012

Yarısı Benim 2

**AYRILIĞIN RESMİ

AYRILIĞIN RESMİ

            Çok zamandır rüyalarıma giriyordu; köpek ulumaları ve uzun uzun akan akarsular. Rüya bu derdim. Kalkar hayra yorardım.

            Eskiden büyüklerimiz; “rüya ya gelmiş geçmiş, ya da geleceğin habercisidir” derlerdi. Zaman içinde yaşanırmış. Fakat bu yaşanılanlardan çoğunun farkına bile varılmazmış.

            Ressamın elindeki fırça, çobanın çaldığı kaval, annenin dilindeki ninni, rüzgârın uğultusu, suların akışı, kuzunun melemesi birer ifadedir.

            Köpeğin havlaması “tartışma”, uzun uzun akarsuların ise “aramıza giren köprülerin çok olduğuna” dair ifadesiymiş. Ardından dillere düşmek adına kaçışlar. Sonra kilometresi binlerle ifade edilmesi uzaklığımın.

            Sandalyesiz sanık gibiyim. Doğudaki ölümler gibi. Doğudan esen rüzgâr gibi. Gecenin saçlarında asılı kalmak gibi ayrılığım ve her şey…

12.12.2002

Yarısı Benim 2