…**ESKİ YAZILARIM 2014/1…

ESKİ YAZILARIM

21 OCAK 2014/SALI

YAŞAYAN ANILAR

    Muhabbet nereden başladı bilmiyorum. Aslında konumuz yaz tatili idi. Bir anda kız konusu girdi meclise. Herkes kendi ukdesini anlattı anladığım kadarı ile.  Bir ara ilçedeki ortaokul son sınıf öğrencisi bir kızın kendisine sataşan üç erkek öğrencinin kafalarını kırdığını anlattı arkadaşlardan biri. Beni çok etkilemişti. Bende o zaman lise ikinci sınıftaydım. İlçenin dışında yatılı okuyordum. Fazla bir zaman aralığımız yok. Hiç kimseye belli etmeden o arkadaştan kızın ailesi ve kendisi hakkında bilgi topladım. Adını öğrendim. Anlaşılan çok etkilenmiştim. Tanımalıydım.

   Yavaş yavaş kafamda kurdum. Senaryolar hazırladım. Okullar kapanmadan takip ettim. Bedenen/şeklen tanıdım. Yaklaşan zaman içinde okullar tatil oldu. Yaz tatilinde ortaokulu bitirmiş biri olarak işe başladı. Bunu fırsat bilerek; duygularımı ve beğenilerimi anlatan isimsiz bir mektup yazdım. İkinci mektupta inançlarını ve iffetine sadakatini tema olarak işledim. Bu mektupta adımı ve adresimi yazdım. Ama uzun süre bekledim. Yine cevap alamadım. Üçüncü mektubumda arkadaşlık ve samimiyet duygularımı anlatan cümlelerle süsleme yaptım. Bu arada yaz tatili bitti. Okula yeniden başladım. Ümidimi hiç yitirmeden dördüncü mektubu gönderdim. Bu mektubumda aile bağlarını ve yetiştirilme konusunu işledim. Bu defa okul adresimi yazdım.

22 OCAK 2014/ÇARŞAMBA

 

Zaten ikinci mektubumla birlikte gizli hayranlığım aşikâr olmuştu. Dördüncü mektubumdan sonra her gün idarede nöbetçi olan arkadaşlara tembih ediyordum. ‘’Mektup postacının elinden alınacak; eğitim şefi görmeyecekti’’ öğrenciye o tür mektuplar yasak.

    Dördüncü mektuptan sonra temkinli olmaya çalıştım. Gözümü yola kulaklarımı sese bırakıp beklemeye başladım. Zaman geçiyordu… Birinci dönemin son aylarına doğru, bir öğlen yemeği molasında nöbetçi öğrenci arkadaşım; bana bir mektup olduğunu ve postacının mektubu eğitim şefinin masasına bıraktığını söyledi. Artık boğazdan yemek geçer mi? Hemen idareye geçtim. Yemekten dönen hizmetliye yanaştım. Eğitim şefinin odasında bana ait bir mektubun olduğunu fakat bir kızdan geldiğini söyledim. Amcam beni anlamıştı. Hemen gidip getirdi. Bana teslim etti. O adamın manidar bakışı anlatılmaz. Kalbimin çarpıntısı adeta dışardan duyuluyordu. Aldım mektubu ve ikinci kattaki dersliğe çıktım. Ellerim titremeye başladı. Cevap geldiği için sevinmiştim. Zarfın üstünde sadece ikimiz adı vardı. Tabi ki benim adımın yanında soyadım ve adresim vardı. Ya içinde yazılanlar olumsuz, gurur kırıcı, aşağılayıcı olursa tepkim ne olur. Ne yapayım ya da yapabilirim diye düşünmekten kendimi alamadım bir an…

  

23 OCAK 2014/PERŞEMBE

 

Mektubu açtım. Koca sayfada dört satır yazı vardı.

                                 ‘’ Sayın ARAS

                                    Bu sizin dördüncü mektubunuz.

                                    Benden cevap bekliyorsunuz. Size ne yazabilirim ki?

                                    Unutmayın erken açan çiçek çabuk solar…   

    Defalarca okudum. Yazı dört satırdı. Fakat içinde dünyalar vardı. Zaten son cümle bana yetti. Öyle de oldu. Yazışmalarımız aynı gizlilik içinde sıklaştı. İki yıl yüz yüze gelmeden arkadaşlığımızı sürdürdük. Hiç kimseye söylemedim. O da söylememişti. Tek fark, abisinin eşi bir mektubumu görmüştü. Kötülük çıkar diye o da eşine söylememişti. Üçüncü yılımızda düğünlerde kalabalık mekânlarda ortamlarda yüz yüze görüşmeye ve telefonlaşmaya başladık. Bu arada yüksekokula devam ediyorum. Son sınıftayım. Öğretmen olmama az bir süre vardı.

    Bir sabah okulumu arayarak kendisine dönmemi aramamı istemişti. Öğlen yemek saatinde kendisini aradım. Konuştuklarında çok korktuğunu ve abisinin kendisini kayınbiraderi ile evlendirmek istediğini belirtti. Bende ona beni beklemesini, olmazsa hemen istetebileceğimi; dünürcü gönderebileceğimi ya da son

24 OCAK 2014/CUMA

 

şans olarak gelirse kaçırabileceğimi söyledim.

 İstikbalimi göze almıştım. Bunca yıllık arkadaşlığın hatırı yok sayılamaz. ‘’İstemeye gelseniz de abim vermez. Kaçmak hiç olmaz’’ deyince; ‘’Sana mutluluklar” diyerek telefonu kapattım.

 Kimseyle paylaşmadan, adını kirletmeden ve tertemiz başlayan bir ilişki yine benim tarafımdan tertemiz bitti.

    Yas tutamam…

   G. DÜŞENLER

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir