08 EKİM 2014/ÇARŞAMBA
TANIDIK
Yaz günleri geliyor dediğimiz uzun bahar günlerinde başlayan ve bağ, bostan bozumu dediğimiz güz günlerinin sonuna kadar; bayanlar arasında “İkindi çayı” sohbetleri yapılırdı. Birkaç kişiden ziyade en az on kişiden oluşan topluluklar halinde yapılırdı bu sohbetler. Kilolarca şekerin çayın tüketildiği semaverli sohbetlerde bazen çay şekeri yerine kuru “Besni” üzümü ya da limonlu akide şekeri de tüketilirdi. Misafir kendisi “Yeter” demediği sürece; ev sahibesi “İçer misin”, “Doldurayım mı” gibi sözler edemezdi. Ayıplanır ardından “İçtiğim çayları mı sayıyorsun” diye gönül koyulurdu. Bu sebeple herkes aynı konuya çok dikkat ederdi.
Sohbetlerde; günlük ya da eski olması fark etmeyen her konu tekrar tekrar konuşulurdu. Bazen beylerinin çarşı pazarda duyduğu ve eşiyle paylaştığı konular da dillendirilirdi. Bu toplantı ve sohbetler sayesinde herkes; herkesler hakkında bilgi sahibiydi. Büyük ceviz ya da uzun kavak ağaçlarının gölgesinde, çayların demi tükenirken konular birer birer demlenmeye bırakılırdı.
Çay bahane sohbet şahane diyerek herkesin herkesler hakkında bilgisi olduğu; sorulduğunda da “Ben bilmem anam” cevabının alındığı/alınacağı zamanlar vardı.
G. DÜŞENLER